Gerek sporda, gerekse siyasette... Seçim öncesi vaatler havada uçuşur: Muharrem Usta’nın bombasıydı Mircea Lucescu... İşe de yaramadı değil..! Sandığa ciddi anlamda yansıması oldu. Ancak gelinen noktada, bunun bir yem olduğu... Yutanların sayısının da az olmadığı anlaşıldı. Camianın en tecrübelisinden, en yenisine kadar. Şimdi de Ersun YANAL sesleri duyulmaya başladı... “Daha önce başarısızlığı ortaya çıkmış birinin... Belki bu kez başarılı olur diye, yeniden görev vermeyi düşünmek... Akıllıca bir iş midir..? Oy devşirme adına ortaya atılan Lucescu balonunun sönüşüdür yaşananlar.”

HAMİ’YE UYARIMDIR..!

Konuya direkt girecek olursak. Olaya eşler müdahil olmaya başlamışsa şayet... İşin cılkı çıkıyor demektir..! Konu Hami’nin Pro Lisan mevzuu... Trabzonspor futbol takımında forma giyen oyuncular içinde... Kırılması güç rekorların sahibidir kendisi... Hepimizin iftihar ve gurur vesilesidir...! Şahsen benim de zamanı geldiğinde takımın başında görmek istediğim kişidir. Ancak yapması gereken işleri yapmadı veya erteledi. Dünyanın her yerinde geçerli olan İngilizceyi öğrenmeliydi. Buna zamanı da, imkânı da fazlasıyla vardı. İngiltere’ye de gidebilirdi... Schalke’de oynadığı dönem, çat pat bir Almancası mutlaka vardı. İstese bu dili geliştirebilirdi. Az da olsa aşinaydı Almancaya... Bire bir özel ders alarak kısa zamanda iki dili öğrenip konuşabilirdi. Ve bu donanım onun kariyer planlamasının mihenk taşı olabilirdi. Hiçbirini yapmadı. TV’de yorum yapma modasını tercih etti. Oysa, teknik adamlığını çok daha güçlü temeller üzerine inşa etmeliydi. Yazık ediyor kendine...! Hem mahallemin çocuğu... Hem baba dostu... Hem de sevdiğim bir kardeşim. Üzüntü duyuyor insan. Gündemde kalmaya ihtiyacı olanlar varsın çıksınlar TV’lere... Senin böyle bir şeye ihtiyacın olmadığının farkında değil misin..? Önünde yapman gereken çok daha önemli ve ciddi işlerin olmalı. Onu çok seven bir ağabeyi olarak buradan uyarıyorum...!

BİR DE YABANCI DİL BİLSEYDİLER...

Yabancı dil konusu açılmışken... İki parantez de açalım... Özkan Sümer’i, A.Suat Özyazıcı’yı... Çiçeği burnunda yönetimin inanmadığı... “Futbol bilgisini ülkenin en iyileriyle bile tartışmayacağım Sadi Tekelioğlu’nu...” İyi seviyede İngilizce bilen teknik adam olarak bir düşünelim. İnanın bunların önü alınmazdı...! Ülke sınırlarını aşardılar... Bu konudaki inancım tamdır. Bu benim naçizane düşüncemdir.