BUGÜNKÜ konuğumuz yine çok özel biri…

Sporcu… Yönetici.. Kulüp başkanı.. Ve çok iyi bir doktor…

Adı; Ali Kemal Başaran.

Tanımayan yok tabi ki Ali Kemal beyi..

Röportaj için yine Trabzon’un özel yerlerinden biri olan Beşirli’yi seçtik. Kısa bir sohbetin ardından biz merak ettiklerimizi sorduk. Ali kemal Başaran ise samimi, içten ve zaman zaman da gözleri dolarak anlattı yaşananları.

İşte noktasına virgülüne dokunmadan yaptığımız o sohbet:

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ali Kemal Başaran: Sporun içinden gelen birisiyim. Lise dönemlerinde Akçaabat Sebatspor’da futbol oynadım. Sebatspor’da yöneticilik ve başkanlık yaptım. Milletvekilliği yaptım. Kendi hastanem vardı. Sonra Trabzonspor’da asbaşkanlık yaptım. 

Akçaabat Sebatspor’da başkanlık yaptım. Ve sonrasında kulübü Mevlüt Selami beye devrettim. Ben ‘Siz başkan olun, ben yanınızda olacağım’ dedim. O başkan oldu bende yönetici olarak devam ettim. Hiçbir yerde bu olmaz. Yani başkanlıktan sonra kimse yönetici olarak devam etmez.

İbrahim Hacıosmanoğlu zamanından asbaşkanlık yaparken, her akşam kasayı alıyordum. Para nereye gitti, nereden geldi diye kontrol ediyordum. O ara bir kalp rahatsızlığı yaşadım. Ameliyattan sonra da ayrılmayı düşündüm. Yöneticiler ‘Abi başımızda dur yeter’ dediler. Durduk devam ettik ama Trabzonspor’a zarar verdik. Yola çıktığımız kişiyi arkadan hançerlemek istemedik. İbrahim Hacıosmanoğlu benim akrabamdır ama yönetemedi kulübü. Kendi kafasına göre gitti. Tasvip etmediğimiz şeyleri yaptı. Ahmet Ağaoğlu çok iyi niyetle çalışıyor. Ona tüm camia olarak destek olmalıyız.

Son 3 başkanı neden eleştiriyorlar?

Ali Kemal Başaran: Bakıldığı zaman İbrahim Hacıosmanoğlu ve Muharrem Usta birde Ahmet Ağaoğlu var son 3 dönemde. Bunların içerisinde en iyi niyetle kulübü yönetmeye çalışan son başkan Ahmet Ağaoğlu’dur.

Sebatspor’da şike olayı olmuştu bundan bahseder misiniz?

Ali Kemal Başaran: Ben görevdeyken, benim futbolcuma başka takımlardan şike teklifi geldi. Birisi Konyaspor ve diğeri de Diyarbakırspor. Futbolcuma rüşvet teklif ettiler. Sporcum gelip bana anlattı. Çıktık 2-0 kazandık. Konya’nın yöneticileri geldi. Ziyaretler falan. Bize bir şey demeyin dedik.

Daha önce Trabzonspor’da yönetici adayı oldunuz mu?

Ali Kemal Başaran: İbrahim Hacıosmanoğlu hastaneye yanıma geldi. Yalvardı ‘İllaki Asbaşkanım olacaksın’ diye. Ben yok desem de. Yalvardı yalvardı tamam dedim. Sonra seçim iptal oldu. Ben rahatladım. Sonra tekrar aday olup kaybettiği seçimde yine yalvardı. Kesin olmayacağım dedim olmadım.

İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde ne gibi zorluklar yaşadınız?

Ali Kemal Başaran: Sadri Şener döneminden kulübü devraldığımda 191 Milyon TL borç vardı. Göreve başladık. Henrique ile Adrian’ı tutalım, 2-3 tane de iyi adam katalım onlara bu seneyi böyle geçiştirelim dedim. Kısa süre sonra Trabzonspor’un borcunu 171 Milyon TL’ye gerilettik. Bizim bıraktığımız zaman borç 400 Milyon TL civarındaydı. Sadri Şener’den sonra en büyük tahribatı biz verdik. Bizden sonraki arkadaş bilmeden kulübü aldı. İncelemediler hiç. Biz aldığımız zaman dediğim gibi yürüseydik, Trabzonspor’un borcu geri giderdi. Bizden sonrakileri suçlamıyorum. Bizden sonra borçta önlenemez bir çıkış yaşandı. Bizden sonra da kulübün borcu kapatılamaz hale geldi. Kim gelirse gelsin çok zordu kapatmak. Şimdiki başkana ise hiçbir diyecek lafım yok. Çok büyük bir yükün altına girdiler.

Bu kadar borç nasıl ödenecek. Nasıl bir çözüm olacak?

Ali Kemal Başaran: Muharrem bey bizleri çağırdı. Ben bunaldım. Bu borcun altından kalkamıyorum dedi. Trabzonspor camiasının ileri gelenleri ile toplantı yaptık. Orada seferberlik ilan edelim dedim. Herkes elini taşın altına koysun dedim. Kimse bir şey istemesin, herkes fedakarlık yapsın dedim. Bana hayal aleminde yaşıyorsun diyenler oldu.

Muharrem Usta’nın niyetinin halishane olduğuna inanıyorum. Çok sever misiniz derseniz hayır. Neden hayır derseniz. Onur’un Makedonya hadisesi oldu. Arabaya tekme attı. Hadise oldu. Ben burada duydum. Hemen uçak biletini aldım gittim. Karar alındı ve gönderildi. İzmir’e döndü. Biz Onur’a özel uçak gönderdik. Sezon yeni başlıyor. Takım bölük görünmesin diye. Hep birlikte Trabzon’a inelim diye. Uçak iki saat bekledi İzmir’de. Hanımım hasta dedi gelmedi. Geldik buraya. Mikrofon uzatıldı. Ben olsam Onur’u süresiz kadro dışı bırakalım dedim. Yönetim olarak da bu kararı alalım dedim.

Bu arada Muharrem Usta bir paylaşım yaptı. Onur sen efsanesin. Ne sen Trabzonspor’suz olur, ne Trabzonspor sensiz olur. Nerede vicdan ifadelerini kullandı. Bende hemen aradım onu. Muharrem kardeşim bu doğru bir beyan değil. Sana susmak yakışır dedim. Ters bir şeyler söyledi. Bende ters söyledim. Telefon kapandı. Aradım açmadı. Böyle bir olumsuzluk olayı oldu.

Muharrem Usta bizi arayarak, “Hep bizim açıklarımız konuşuluyor. İbrahim Hacıosmanoğlu döneminin de açıkları var. neden onlar ortaya çıkarılmıyor” dedi. Sizin döneminizde böyle açıklar var mı?

Ali Kemal Başaran: İbrahim Hacıosmanoğlu kendi başına gitti. Bize danışsaydı böyle durumlar olmazdı. Ama onun kafasındaki şey şuydu. 24 tane yeni sporcu aldı. Onların içinde iyi oyuncularda çıktı. Serdar Gürler gibi. Bakıldığı zaman Trabzonspor’a en çok zarar veren, Sadri Şener’dir. Biziz ve Muharrem Usta’dır. 

Sinan Zengin vardı kulüp müdürü. İstifa ettirildi. Sonrasında geriye çağrıldı. Ben o zaman karşı çıktım. Gönderildikten sonra geri çağrılmamalıydı. Bana son derece saygılıydı. Uyum içerisinde çalışıyorduk. Ama gönderildikten sonra geri çağrılmamalıydı.

En son İbrahim Hacıosmanoğlu bana seni dinlemeliydim dinlemedim dedi. Seni dinleseydim başarılı bir başkan olurdum dedi.

Eski başkanlardan Nuri Albayrak’ı çok beğenirim. Hiç hak etmediği şekilde ibra edilmedi. Atay Aktuğ beyin de başkanlıkları iyiydi. Mehmet Ali beyin de dönemleri iyiydi. Sadri Şener’in en son dönemi. İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kötü yönetimi. Muharrem Usta’nın dönemi. Trabzonspor’u buraya kadar getirdi. Bu duruma düşürdü.

Bu işten nasıl kurtulacak Trabzonspor?

Ali Kemal Başaran: Hiç kimse çoluk çocuğunun rızkını Trabzonspor’a vermez. Yani o kadar büyük borcu gelip kapatmaz. Seferberlik olmalı ama bu seferberliği idare edecek iyi bir irade olmalı. Bunun içinde Mehmet Ali Yılmaz olmalı, Faruk Özak olmalı. Eski başkanlar yöneticiler olmalı. Hiçbir şey istemeden seferberlik ilan edilmeli.

Yabancı sermayeye satılabilir mi?

Ali Kemal Başaran: Trabzonspor’un rahatlamasında her şey mubahtır. Kim alırsa alsın Trabzonspor bizimdir sonuçta. Maneviyatını kimse sökemez. Sonuçta üzerinde bizim armamız ve formamız olacak.

Burak Yılmaz, alacakları nedeni ile şikayet etti. Yönetimle sıkıntı yaşadı. Futbolcuların takım içerisinde hegemonyası var mı?

Ali Kemal Başaran: Sporcu ve yönetim münasebetlerinde sporcu üste çıkamaz. Çünkü bunları zapt edemeyecek hale gelirsiniz. Cezasını keseceksiniz. Kulübün ve yönetimin saygınlığı böyle sağlanır.

Aralık’ta seçim var. Ağaoğlu yeniden aday olacak. Ağaoğlu’nun karşısına birisi çıkar mı?

Ali Kemal Başaran: Ağaoğlu’na destek olmalıyız. Karşısına birisi çıkmaz diyorum. Devam etmesinde fayda var

Takım için neler söylersiniz?

Ali Kemal Başaran: Ünal hocayı çok seven biriyim. Annesini kaybetti. Allah rahmet eylesin. Ünal hoca bu takımda futbol kariyeri çok yüksek olan isimlerden birisidir. Ama bu özellikler iyi hoca olmasını gerektirecek şey olmuyor insanlar için.  Ama Ünal hocanın o zekasını teknik direktör olarak kullanacağı yönünde kanaatinde değiller. Ben Halilhodzic gideceği dönem istifa etmeyi düşündüm. Adamı tutup getirdik. Sonrada yolluyorsun. Bizim kadar yanlışları olan olmadı. Kaç hoca değiştik. Kendi bağrımızdan çıkan adamdı Mustafa Akçay. Tolunay Kafkas mesela. Sorgusuz sualsiz, biz geldik onu gönderdiler. Ersun Yanal geldi. Şota geldi. Hami geldi. Genel olarak söylemek istediğim şey. Çok kötü bir Trabzonspor yöneticiliği yaptık. Benim günahım çoktur. Eğer o zaman istifa etseydim.  Ama edemedim. Duygusallığım ön planda oldu. Ben bırakıyorum desem. Yönetim dağılacaktı ve seçim olacaktı. Daha az zarar vermiş olacaktı.

Haber / Röportaj: Nihat ERENCE