Trabzon’a beş maçta dört genç futbolcu hediye eden Sadi hoca, "Ben bu yerde kalıcı değilim, yönetim kendine göre bir hoca bulsun" diyerek kendisini yönetim karşısında takoz olmaktan kurtardı. Esasen bu da ayrı bir makale konusudur ya. Neden böyle dedi? "Gelmesi muhtemel kişiler bu işte ondan daha mı iyi?" meselesi başka konu ama, işte bizim insanımız bu. Gel dersin koşa koşa gelir, bırak dersin çeker gider. Mahkemelerle, tazminatlarla işi olmaz. Her şeyde bir güzellik ararlar. Elbette müstesnalar kaideyi bozmaz onu da hatırlatalım. Fakat yeni yönetimimizin arada bir dillendirdiği isimleri duyunca doğrusu düşünmeden edemiyoruz. Be birader yani. Hadi Lucescu bir balondu "Uçtu uçtu kuş uçtu" dedik, genel kurulda görevini yaptı gitti.

Şimdi bir Ersun YANAL ismi uçup duruyor. Bendeniz Ersun hocanın her zaman hocalığını ve klasını takdir ederim. Her ne kadar hocanın bilgisayarına bazıları cehaletinden dolayı askıntı olursa da "Adamın aklı o kadar kesiyor" der geçerim. Fakat Ersun hoca, Trabzon'da iki kez denendi. Birincisinde başarılı oldu ama son gelişinde ise üç ayda bıraktı veya bıraktırılıp gitti. Ha, bana, "Geçen yönetim şöyle böyle" diye gidenin arkasından kimse teneke çalmaya kalkmasın. Mesele şu: Ersun Yanal bu takımı bırakıp gitti mi? Gitti. Tamam, aradan da makul bir zaman geçmemiş. Demek ki Ersun hoca denendi tutmadı. Olmaz, kendinize başka, yarası olmayan bir hoca arayın, belki ileri bir tarihte mümkün. Peki, ille de yabancı mı? Asla! Bakın, teknik adamlık tastamam eğitmenliktir. Eğitmen bir adam öğrencisine bir şey anlatırken gözüne bakar, oradan da kalbine nüfuz eder. O sırada dilin anlamlı kelimeleri ile onu okşar. Bana bu meslekten anlayan bir vatandaş gelsin de yabancı bir hocanın yabancısı olduğu futbolcuya gönülden nüfuz edip onu motive edebildiğini izah etsin bakayım. Var mı böyle bir hareket? Yok.

Hatta ABD’de yaşayan bilim adamı, Trabzon İdman Ocağı’nın eski bir futbolcusu, Trabzonspor sevgisini gönlünden hiç eksik etmeyen ağabeyimiz Yılmaz ŞAHİNKAYA dahi sık sık bana yazdığı e-maillerde "Trabzonspor için kurtuluşun ancak yerli hocalarla ve futbolcularla mümkün olabileceği" tavsiyesini iletmektedir. Sadi hoca mademki isteksiz veya sizden istek bulamadı, yine ne edin edin bir Türk hoca bulun. Rizespor’un başındaki Hikmet Karaman hoca Rize’ye az şeyler mi verdi? Onun sizin Avrupalılarınızdan ne noksanı var? Rüşvet yemez, yedirmez, hokkabazlarla arası ve işi olmaz vs. Trabzonspor’u ve bazı kulüpleri işte bu denli hokkabaz, komisyoncu ve hocalar, menajerler yedi bitirdi. Artık daha da açık konuşmayalım ayıp olur. Anlayın! Son olarak yeni yönetimden beklentimiz: Temiz... temiz sayfalarla transfer yapılsın, üç kuruşluk adamlar on üç kuruş gösterilmesin "Batan gemiye daha fazla yük yüklenmez". Gelen hocaya "Trabzonspor’un yetiştirdiği değerlere sahip çık" şeklinde yönetim iradesi ile talimat verin. Son söz ve irade yönetimindir. Gerisi hikâye.