Ahlaklı sistemler inşa etmek
Yayın Tarihi: 10.07.2024 - 10:00
Yıllardır spor yazarlığı
yapıyorum. Ve yıllardır bu memlekette futbolun adaletli bir spor olmadığını
temaşa ediyorum. Evet; adaletli, ahlaklı bir oyun inşa edemedik bu topraklarda.
Gücün hukuku uygulandı birçok olayda.
Zaman zaman gücün hukuku
karşısında milyonlarca insan tepki gösterdi, tepki göstermesi gereken milyonlarca
insan ise hukuksuzlukları savundu. Bazı adaletsizlikler tüm toplumun gözü
önünde yaşandı. Bazı adaletsizliklerde ise ateş düştüğü yeri yaktı.
3 Temmuz’u yine geride bıraktık.
Yine şikeye kumpas diyen bir taraf, şikeden dolayı mağdur olan diğer tarafın
açıklamalarını okuduk. 80 milyonun neredeyse tamamı 2011’de şike yapıldığını
biliyor. Şike yapanların adaleti yok edebilecek güçleri vardı. Bunu da yaptılar.
Ama esas olan sportif yargılamaydı ve UEFA’nın resmi sayfasında şike yapan
takımların adları belliydi.
Haksızlığı hak gören zihniyetin
eline geçen güç tüm sistemi kirletir. Kirletti de. En tepede yaşanan
hukuksuzluk en altta da yaşanır oldu. Mesela Vanspor geride bıraktığımız sezon 1.Lig’e
çıkmak için inanılmaz bir mücadele verdi. Rakibi Erokspor’du. Son haftaya
girilirken Erokspor’la aralarında 2 puan vardı. Erokspor, Serikspor
deplasmanına gidecekti. Puanı 80’di. İkinci sıradaki Vanspor’un ise 78. Ligin
son maçıydı. Bir takım 1.Lig’e çıkacaktı. O gün Serikspor sahasında oynanan maçı
izleyenler arasında TFF Başkan Vekili de vardı. Ve o gün sıradışı bir şey yaşandı.
Serikspor sahaya U19 takımıyla çıktı. Bu olay dünyanın her yerinde aleni şike
olarak araştırılması gereken bir durumdu. Erokspor maçı 6-0 kazandı. Ve 1.Lig’e
çıktı. Vanspor ise Bursaspor maçının 20. dakikasında sahadan çekilerek olayı
protesto etti. Hepsi bu kadardı. Kimse bu olayın üzerinde durmadı.
Balık
baştan kokarsa aşağıda da bunlar yaşanır. Türkiye’de kokuşan düzeni
değiştirecek bir irade yok şu an. Zaman zaman dünyada da bu tür adaletsizliklerle
karşılaşıyoruz. Avrupa futbolunun en tepe noktası UEFA’nın son Avrupa
Şampiyonası’nda ‘bozkurt’ işareti yaptığı için Merih Demiral’a ceza vermesi
bunun son örneği. Lobiler sayesinde verilen bir ceza bu. Lobiler cezaya
sebebiyet verebiliyor. Lobiler cezayı engelleyebiliyorsa orada da bir kokuşmuşluk
vardır. Galiba insanın olduğu sistemlerde hep bir eksiklik oluyor. Cengiz
Aytmatov’un ‘Bir insan için en zor şey, her gün insan kalabilmektir’ sözü ne
kadar da doğru. Kurumlar, sistemler, her gün insan kalabilen insanlar
tarafından yönetilebilse, insan da her gün insan olarak kalabilse ne güzel
olurdu değil mi?