Allah bağışlasın 5.5 yaşında bir oğlum var. Kendisiyle her top oynadığımızda topa Uğurcan diyerek vuruyor. Topu tuttuğunda ise ‘kaleci Uğurcan’ diyerek tutuyor. Zaman zaman anaokulundaki arkadaşlarının etkisiyle Muslera da dediği oluyor. Ama şutu çeken hep Uğurcan. Sizce neden Uğurcan diyor. Çünkü Trabzonspor’un şampiyon olmasında başrol oynayan oyuncunun Uğurcan olduğunu o da biliyor. Belki hiç 90 dakika maç izlemedi benimle ama spor programlarında her defasında Uğurcan’ın öne çıktığını, odada o an kendi dünyasında takılırken duyuyordu.

İstanbul’daki Altay maçında Uğurcan ile de tanıştırdım onu. Trabzonspor soyunma odasına giderek. Uğurcan ile ben de o gün tanıştım zaten. Trabzonpor tarihinde her zaman forvetler öne çıkmıştır. Bir dönem Ali Kemal’ler, Hami’ler, Şotalar, Fatihler, Ünal’larla anıldı. Bu dönemin Bordo-Mavi kahramanı da Uğurcan’dı.

Nasıl konuyu asıl maksadıma getireceğim bilmiyorum. Ama direkt konuya gireyim de yazı uzamasın. Konu şu. Uğurcan böylesine büyük bir başarının başrolü iken neden takımda en fazla kazanan oyuncu O değil? Bu soruyu sorarak kimsenin özellikle de yönetimin canını sıkmak istemiyorum.

Bence Uğurcan’a artık evin oğlu muamelesi yapılmamalı. O evin oğlu olduğunu biliyor ve evin oğlu olarak evdeki herkesten çok çalıştı. Elini, gövdesini konması gereken her şeyin altına da koydu. Beşiktaş maçında nasıl kahramanlaştı? Nasıl bir meydan okumaydı öyle? Nasıl kurtarışlardı? F.Bahçe maçında yapılan onca saldırıya tek başına nasıl göğüs gerdi? Elleriyle şampiyonluğu Trabzonspor’a kazandırmakla kalmadı o. Hep dik durdu. Takımı hep en önde savunan oldu. Yapılması gereken her türlü fedakârlığı da yaptı. Ama bu oyun profesyonel bir arenada oynanıyor. Yeni sezonda yabancı oyunculara milyonlarca lira para verilirken, Uğurcan’ın onların yarı fiyatına oynaması pek hoş olmaz. Onun Trabzonspor’a olan bağlılığını, bu şehre olan vefasını, adamlığını, kaptanlığını, bu tür meselelerde sessiz kalmasını onun aleyhine kullanmamak lazım. Hak ettiğini ona ve onun gibi Abdülkadir Ömür’e de vermek lazım. Büyük başarılara imza atan yönetimin bu konuya da el atması gerektiğini düşünüyorum. Artık iyice tecrübe sahibi olan ve Türk futboluna başkanlık dersi vermeye başlayan Ahmet Ağaoğlu bana hak verecektir. Belki de o da şu günler bu konuyu değerlendiriyordur.