Koçhan Ne Yaptı?

O kadar memleket sevdalısıydı ki?
O kadar bu konuda doluydu ki?
Her konser ve programlarında memleketine olan sevdasını hepimizin gözünün içerisine bakarak tüm Türkiye’ye haykırıyordu.
Evet her defasında yılmadan bıkmadan memleketim, memleketim dedi.
Ardından küçük bir Maçka deresiyim diyerek doğduğu topraklara olan sevgisini, aşkını dile getirip beyinlere kazıttı.
Ve ne acıdır ki sahne konuşmalarında bile, “Ölürsem beni memleketime düz tarlaya babamın yanına gömün” dedi.
İşte bu kadar sevdalıydı memleketine dolayısıyla ilçesi Maçka’ya.
Volkan Konak, Karaca Ahmet Zincirli kuyu mezarları da diyebilirdi..
Ama demedi.
Neden demedi?
Çünkü o doğduğu topraklara aşıktı.
Ferhat’ın Aslı’ya yandığı gibi o memleketine yanıktı.
O nedenle.
İlla da memleketim.
İlla da maçka’m deyiveriyordu.
Ve sürekli dile getirdiği cenazesi de düz tarlaya ceviz ağacının dibine defnedildi.
Gelelim saadete.
Volkan Konak neredeyse 7/24 memleketim derken.
Acaba memleketi ölümünden sonra kendisi için ne yaptı?
Yada Ne yapıyorlar?
Yeri gelmişken hak teslim edelim Ortahisar Belediyesi olarak Başkan Ahmet Kaya üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyor Kuzeyin oğlu için.
Mersin Belediyesi bakın ne yaptı? Mersin'in en büyük gösteri merkezinde bulunan salonun adı Volkan Konak Cumhuriyet Salonu olarak değiştirdi.
Ya doğup büyüdüğü Maçka evet Maçka belediyesi evet Belediye Başkanı Koray Koçhan,
Volkan Konak için ne yaptılar?
Görünen fotoğrafa baktığımızda kocaman bir hiç görmekteyiz.
Şuana kadar Volkan Konak için elle tutulur gözle görülür yapılan bir şey göremedik ve rastlamadık Maçka’da.
Volkanın mezarına giden yol güzergâhı bile beze yazılan yazıyla belirtildiğine göre varın gerisini sizler düşünün!
Ne bileyim.
Öldükten sonra bile çok sevdiği ilçesine hala vermeye devam eden Volkan Konak için Maçka da neler yapılmaz ki?
Öyle değil mi Sayın Koray Koçhan?
Aslında konuyla ilgili yazacak çok şey var ama lafı fazla uzatmak da istemiyorum.
Yani sözün özünü söylersek. Bak iki gözüm Koray Koçhan, unutma gözümüz her daim üzerinde olacak.

HASAN SOYSAL

Hani deriz veya sürekli arayış içerisinde oluyoruz ya “siyasette yeni yüzler olmalı” diye.
Hep yeni yüzler için arayış içerisinde olunur ama bir türlü bu yeni yüzlere her nedense ulaşılamaz.
Belki de ulaşılmak istenmez!
Cidden siyasette bu dönemlerde yeni yüzler bulmak oldukça çok zor.
Hele de Trabzon’da bulmak.
Zaten siyasetin köşesinden ötesinden geçenlerin çoğu bir parti amblemi altında siyasi hayatlarını sürdürüyorlar.
Geride kalanlar ise yani hiçbir şeye bulaşmamış temiz kalmayı başaranlarda ellerinden geldiğince siyaseten uzak durmaya çalışıyorlar.
Nedenleri ise malumunuz? Yani anlayacağınız mevcut partiler ile yeni kurulan partiler için yeni yüzler bulmak sıkıntıların da ötesindedir.
Böyle bir ortamda.
Böyle bir dönemde.
Siyasete en son olarak Yavuz Ağıralioğu Genel Başkanlığında Anahtar Partisi yelken açtı.
Anahtar Partisi zor olanı başarıp yeni yüzlerle siyaset arenasına merhaba dedi.
Anahtar Partisi’nin yeni yüzlerinden bir tanesi de yıllarca Trabzon gibi bir yerde siyasete bulaşmadan tertemiz, pırıl pırıl kalmayı başaran iş insanı Mimar Hasan Soysal oldu.
Soysal Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu’na da çok yakın bir isim.
Şimdi diyeceksiniz ki, bu zamana kadar siyasete kıyısından kenarından bulaşmayan Hasan soysal neden bu gün anahtar Partisi’nde siyaset yapmaya başladı?
Öyle ya ne değişti?
Ne oldu?
Siyasete bu zamana kadar uzak kalan Soysal ani bir kararla siyasete aktif olarak dönüverdi.
Hemen söyleyeyim Soysal’ın siyasete girmesinde etken isim Adnan Gül olmuştur.
Bilmeyenler olabilir, Gül ile Soysal’ın abi kardeşten öte kadim yol ve dava dostlukları vardır.
İki isimde ülkücü kökenlidir.
Vatan bayrak olgusu kırmızı çizgisi ve önceliği olan Hasan Soysal’ın iş yaşantısında göstermiş olduğu başarı Trabzon siyasetinde önemli işlere imza
atacağının göstergesi olacaktır.
Nede olsa gençliği.
Nede olsa, bilgi birikimi.
Nede olsa liyakati.
Nede olsa mütevazı ve tevazu oluşu var.
Ayağı çamura değmemiş Hasan Soysal’a çıktığı bu yolda bizlerde başarılar diliyoruz.
Unutmadan belirteyim, ahan şuraya yazıyorum, Hasan soysal ile birlikte Trabzon siyaseti yeni yüzlerin kapısını ardına kadar açmıştır. Bakalım gelecek günlerde daha hangi yeni yüzler siyaset arenasıyla buluşacak?