Merhabalar. Dünya Ukrayna – Rusya savaşını seyrediyor. Masum
insanlara yine masum insanlar üzülüyor. Masum insanlara yine masum insanlar
ağlıyor. Savaş karşısında dirayet gösterebileceklerin çekimserlikleri bomba
olup çocukların üzerine yağarken hala pervasızca siyaset güdenleri tarih
unutmayacak.
Tarih çekimser kalan savaş eyyamcılarını not ede dursun
bizde başka eyyamcıları not edelim. İnsanlar ölüyor, insanlar yaşam mücadelesi
veriyor, insanlar çocuklarının üzerine siper oluyor, insanlar bir lokma ekmeğe
muhtaç, insanların gözyaşları dünyayı yakıyor fakat birileri boş beleş pis
zihniyetlerini dışa vuruyor.
Nefes israfı, insan ziyanı olan müsveddelerin cahil ve pis
zihniyetlerinin savaş yorumu ‘Ukraynalı kadınlar ülkemize sığınsın’ şeklinde
oldu. Bir insan ne kadar alçalabilir? İşte bu kadar hatta bu zihniyet için
alçaklıkta bir seviyedir bunlar olsa olsa çukur olurlar. Benimde kendileri için
bir fikrim var; Bu çukur zihniyetleri de Afganistan’a, Suriye’ye gönderelim.
Madem bu kadar insan canlıları ve yardımseverler, gitsinler oradaki insanlara
yardım etsinler. Geride kalan temiz insanlar olarak mağdur olmuş herkese biz
kucak açarız.
Yahu gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Nerede kaldı
bizim insanlığımız? Hangi ara kaybettik? Nasıl bu hale geldik? Acılar
karşısında nasıl bu kadar iğrençleştik? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Biraz erdem, biraz karakter, biraz duruş, biraz insanlık
katın kendinize vallahi de billahi de canınız acımayacak.
Mahalle yanarken saçını tarayanların hayasızlığından bıktık
usandık. Bir ülkenin ocağına ateş düşmüşken kadınlar üzerinden yapılan bu
aşağılık söylemlerin sahipleri tek kelimeyle rezildir.
Kadınların, çocukların yakasından düşün, pis
zihniyetlerinizle beraber yok olun!
Şükrü Erbaş, ‘İnsanın Acısını İnsan Alır’ adlı eserinde
şöyle der; Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa
yüzüne vurmuyor.
Gerçekten öyle bir insanın içinde insanlık yoksa
söylemlerinde insanlık aramak ahmaklık oluyor.