Kayıtsız şartsız destek olmalısınız.
Küçük şeylerle, alınan sonuçlarla yönetim kurulunu tu kaka yapmamalısınız.
Şöyle bir empati yapın kendinizle?
Yöneticiyim, takımımın kötü oynamasını ister miyim?
Yöneticiyim, kötü sonuç alayım ister miyim?
Yöneticiyim, başarısız olayım der miyim?
Eeee o zaman!
O zaman yönetim kurulu kendi ayağına sıkar mı?
O zaman yönetim kurulundaki arkadaşlarımız başarılı olmak istemezler mi?
Kim küfür yemek ister?
Kim hakarete maruz kalmak ister?
Kim başarısız olayımda millet çağırsın bağırsın bana der?
O nedenle diyorum ki siz kendinizi yöneticilik yapanların yerine koyunuz.
Yöneticilerin yerine kendinizi koyduğunuz zaman bir de şapkanızı önünüze koyup dedim ya güzel bir empati yapınız kendinizle.
Bakın bakalım önünüze koyduğunuz şapkanız sizlere neler söyleyecek?
*-*-*
BU ZAMANDA KİM KİMİ YENMİYOR Kİ?
Ölçü olmamalı.
Olmamalı da.
Kıytırık bir takımla golsüz berabere kalıyoruz, yok öyle oynadık yok böyle oynadık diye feryat figan ediyoruz.
Bir durun bakalım.
O kıytırık takımın Trabzonspor’un rakibi olmasını bir kenara bırakalım, o takım olsa olsa Trabzonspor’un antrenman maçı yapacağı bir takım olur.
Kalkmışız hep birlikte böyle bir takımdan aldığımız bir beraberlikten dolayı düğün dernek kurup oymaya çalışıyoruz…
Ayıp…
Yakışmaz Trabzonspor gibi bir camiaya.
Bayılırız bir şeyi çok abartılı göstermeye. Neymiş efendim, bu kıytırık takım Galatarasay’ın rakibini yenmişmiş!
Kardeş bu zamanda kim kimi yenmiyor ki?
Milyonlarca EURO harcanıp öyle bir kadro kuruluyor, sonrasında küçük şeylerle mutlu olmaya çalışılıyor.
Bu durum eşyanın tabiatına aykırı.
Bu zamana kadar 10 oyuncu alacaksın.
Alınacakların devamı da var.
Sonrasında kötü futbol sonucu istenilen skor gelmeyince de, kalkıp topu taca, auta atacaksınız.
Biz de bunu yiyeceğiz öyle mi?
Sevgili hocam, yok öyle bir köy bizim buralarda!
Maalesef mahalle de yok!
Bak sevgili hocam, fikirlerinizde net olacaksınız net.
Ve net konuşacaksınız!
Ve horonu bizim buralarda oynandığı gibi dik oynayacaksınız.
Topu saha dışına atmanın ne size ne de Trabzonsporlulara faydası olur?
Ha kaybeden mi kim olur? Tabi ki sonunda kayıtsız şartsız oyunun kaybedeni Trabzonspor olur.
Ne yazık ki buda bir gerçek.
Bilinmesini istedim!
*-*-*-*
BEN DUYMADIM
Bu zamana kadar Abdullah Avcı’nın ağzından bir kez olsun, “Hedefimiz şampiyonluktur” diye çıkan bir ifade duyan oldu mu?
Yoksa hoca böyle bir ifadeyi kullandı da ben mi duymadım!
Soralım, eğer ki hedef hoca için şampiyonluk değilse bu kadar oyuncuyu neden aldırdı?
Ve hala da aldırmaya devam ediyor.
Soralım, eğer ki Avcı’nın hedefi şampiyonluk değilse, Trabzonspor’da teknik adam olarak kalmasını camiaya nasıl izah edebilir?
Abdullah Avcı Trabzonspor’un başında olsun olmasın.
Veya bir başka isim olsun yani hiç fark etmez.
Takımın başında kim olursa olsun Trabzonspor ismiyle cismiyle her zaman yarışın içerisinde olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir.
En önemlisi Abdullah Hoca sürekli vurguluyor ya “Trabzonspor asla vazgeçmez.”
Burada hocanın söylemine katılmamak mümkün mü?
Trabzonspor için şartlar ne olursa olsun asla hiçbir hedefinden vazgeçmez.
*-*-*-*
ORTADA FOL VE YUMURTA YOKKEN
Ama öyle ama böyle…
Sezonun henüz başı.
Şunun şurasında Avrupa Kupası hariç ligde bir maç oynanmış.
Bir güruh kalkmış, işini gücünü bırakmış, sürekli Avcı’nın üzerinden oyun kurarak Avcı’yı istifaya davet ediyorlar.
Öncelikle şunu belirteyim, Abdullah Avcı’nın istifaya davet edilmesini asla kabul etmiyorum.
Nasıl kabul edeyim ki?
Dün bir, bugün iki.
Trabzonspor ligde henüz bir maç oynamış o da deplasmanda Sivasspor ile berabere kalmış.
Avrupa Kupası maçında Rapid Wien’e yenilip elenmiş. (Ne o Avrupa Kupasını mı alacaktı?
Sonrasına bakıyoruz St.Galllen ile deplasmanda golsüz berabere kalmış.
Maçın rövanşı da Perşembe günü (yarın) Akyazı Papara Park’ta oynanacak.
Demem o ki henüz ortada fol ve yumurta yokken.
O aklı evvellere sormak gerek; Avcı’yı istifaya davet ederek Trabzonspor cephesinde kaotik bir ortam yaratmak istemenizdeki amacınız nedir?
Veya böyle bir ortama çanak tutmak isteyenlerin hedefleri nedir?
Taraftarın hepsi değil ama birçoğu daha “Dereyi görmeden paçalarını sıvamışlar”
Ulan önce derenin derinliğini bir görün.
Ulan önce derenin derinliğini bir ölçün.
Ondan sonra paçalarınızı derinliğe göre sıvasanız daha doğru bir hamle yapmaz mısınız?
Beş günlük süreç şöyle geçse.
St. Gallen geçilse.
Pazar günü Eyüpspor’u güzel futbol oynayarak net bir skorla Trabzonspor yense.
Merakım odur ki. Sizler o zaman hangi gaydayı vuracaksınız kemençenizle?
Gerçi niyet halis olmadı mı yine vuracak bir gayda bulursunuz.
Biz de Abdullah Avcı’yı zaman zaman acımasızca eleştiriyoruz.
Biz de yeri geldi mi Avcı’nın nasırına da basıyoruz, bamteline de dokunuyoruz.
Ancak önceliğimiz Trabzonspor diyerek eleştirilerimizi ona göre yapıyoruz.
Sizlerde öyle yapın emi!
*-*-*-*-
NE YAPMIŞLAR?
Yaşananlara yeni vakıf olunca biz de ucundan köşesinden yazalım dedik.
Tepki göstermek, eleştiri yapmak insanın en demokrat hakkı değil mi?
Hemen belirteyim.
Koyulacak tepkinini içerisinde fili saldırı olmayacak.
Yapılacak eleştiride de bel altı yapılmayacak.
Bunlar demokrat eylemlerin olmazsa olmazlarıdır.
Buradan nereye varacağım.
Rapid Wien maçı gecenin bir yarısı.
Trabzonspor kafilesi havaalanına geldi çıkış yapıyorlar alandan.
Taraftarlardan bir iki kişi Abdullah Avcı’ya sözlü tepki göstermiş.
Sözlü tepkilerini de bel aşağıdan yapmamışlar.
Daha doğrusu Avcı’nın istifasını istediler.
Vay siz misiniz bunu yapan, görevli memurlar yaka paça taraftara 6222’den çabucak cezasını kestiriyor.
Yahu kardeşim görevli memura ne, taraftarın Avcı’ya gösterdiği tepkiden?
Size ne oluyor?
Adamlar Avcı’ya fiili saldırı mı yapmışlar?
Ya da küfürlü sözlü saldırıda mı bulunmuşlar?
Sahi ne yapmışlar?
Evet ne yapmışlar ki 6222’den adamlara uygulama yapmışsınız?
Hadi cevap veriniz!