A+ A-
Yorum
10

Maviyle Denizin Buluştuğu Yerdi

Yayın Tarihi: 16.08.2024 - 11:18 | Güncelleme Tarihi: 16.08.2024 - 11:30

Davullar zurnalar çalınsın!

Çığırtkan Trabzon halkı denizle buluşur diye bağırıp çağırsın.

Trabzon halkı denizle buluşuyor diye…

Duyan duymayana haber versin!

Hayırdır yanlış mı anladık, Amerika yeniden mi keşfediliyor?

Öyle bir müjdeyle Ayasofya’nın altında halkın denizle buluşacağı bizlere sunuluyor ki, gören de zannedecek ki burada yaşayanlar denizi ilk kez görecekler ya da denizi olmayan yerlerden geldiler.

 Denizin nerelere kadar vurduğunu eski sahil yolunu bilenler iyi hatırlar.

Ya insanların denize nerelerde girdiklerini?

Dedim ya hatırlayanlar iyi bilir, Ganita ile Akyazı’nın arası bir zamanlar mavi ile yeşilin kucak kucağa buluştuğu yerlerdi.

İşte buralarda denize girerdi Trabzon halkı.

Açıkçası eşi benzeri olmayan bir sahilimiz vardı, hem de şehrimizin tam göbeğinde.

Sonra mı yollar yetmiyor söylendi.

Yeni sahil yolu yapılmalı dendi.

Ve o yollar yapıldı maalesef sahil bugünkü durumuna getirildi.

Böylelikle denizin içerisindeyken bir anda denizin dışına doğru kaydırılmış olduk.

Demem o ki bizler ve Trabzon halkı ilk kez denizle buluşmuyor.

Bizler zaten denizin tam içerisindeydik.

Deniz bizim yaşantımızdı.

Denize sabah girerdik, akşam çıkardık, vaktimizin büyük çoğunluğunu sahilde deniz ve deniz kenarında geçirirdik.

Aslına bakarsanız bizler denizden kopartılıp uzaklaştırıldık.

Bugün ise tekrar dolgudan kalan bir alanla da olsa denizle buluşturulmaya çalışılıyoruz.

Ne yapalım, zira ne yapabiliriz ki?

O zaman buna da şükür diyelim.

Ya dolgudan kalan alana da dolgu yapılsaydı, ki yapılabilirdi, o zaman denizi herhalde yüksek bir yerden dürbünle sadece bakmak zorunda kalacaktık.

Dedik ya buna da şükür.

 

 

MARKA DEĞERİNİ YÜKSELTECEK

 

Öyle zannediyorum ki, 7 yıla yakın olmuştur Beşirli’den başlayıp Ayasofya’da son bulan dolgu alanı.

Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun başkanlığı döneminde başladı, Murat Zorluoğlu’nun döneminde son buldu.

Bugün de Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ile birlikte o alan yapımına start verildi.

Geç oldu ama yine de iyi ve süper oldu.

Çünkü Gülcemal projesi gün geçtikçe Trabzon için kanayan yaraya doğru bir yol alıyordu!

Çünkü sahil bandındaki devasa topraklarla dolan o alanın görüntüsü Trabzon’a hiç mi hiç yakışmıyordu.

Çünkü sadece Trabzonlular değil sahil yolundan geçen herkesin merakıydı bu alana ne yapılacağı ve yapılması halinde projeye ne zaman start verileceği.

Nihayetinde bu düşünceler Ahmet Metin Genç ile son bulmuş oldu.

Genç, yapım startını pazartesi günü verdi.

Dolgu alanının üzerine önemli projelerin inşa edileceğinin müjdesini Genç verirken, projenin bitiminde Gülcemal  Trabzon’un marka değerine çok önemli bir ivme katacaktır.

Ve net diyorum ki Gülcemal projesi Trabzon’un vizyon yüzü olacaktır.

Tabii ki dileğimiz büyük umutlarla büyük bir iştahla başlayacak olan  Gülcemal projesinin zaman içerisinde Akyazı kompleksinin yaşadığı akıbete dönüşmemesidir.

Malumunuz Akyazı projesi ilk kamuoyuna sunulduğu andaki projeyle bugün uygulanan proje arasında öylesine bir evrim geçirdi ki, o ilk projeden sadece stadyum kaldı.

Hatırlayanlar bilir, ilk bize sunulan Akyazı projesinin içerisinde yok yoktu. Kruvaziyer limanından tutun, oteller, alışveriş merkezleri, cafelere kadar her şey projelendirilmişti.

Her ne olduysa projenin yapımına başlandığında o muhteşem alana sadece stat yapıldığına tanıklık ettik, sonra da projede adı sanı geçmeyen şehir hastanesi projeye eklenip hastane yapılmaya başlandı.

O nedenle Ahmet Metin Genç’in vadettiği gibi Gülcemal projesi yol alır ve öyle biter diye umut etmek istiyorum...

Neyse Gülcemal projesi Trabzon'umuza ve insanlığa hayırlı olsun diyoruz.

 

REVİ İKİNCİ KEZ NEDEN OLMASIN?

 

Rize’de oldu…

Trabzon’da neden olmasın?

Rize’de AK Parti il başkanlığına Yılmaz Katmer iki kez getirildi.

Bana göre Katmer doğru bir karardı.

Bana göre Katmer çok doğru bir isimdi.

Katmer’in Rize ve AK Parti için ne ifade ettiğini iyi bilenlerdeniz.

Yılmaz Katmer’in il başkanlığına atanmasından esinlenerek, Trabzon’da da bir önceki dönem il başkanlığını yapan Haydar Revi neden ikinci kez  il başkanı olarak atanmasın diyorum…

Revi il başkanı ikinci kez olursa sırıtır mı dersek absürt bir ifade olur, kabul  görüp karşılık bulmaz mı?

Bana göre kabulde görür karşılık da bulur.

Haydar Revi’nin il başkanlığı yaptığı dönemi şöyle bir süzgeçten geçirelim.

Revi’yi anlatan o kadar özellik vardır ki hangisini dile getireyim? İl başkanlığı yaptığı döneminde, Revi’yi revi yapan özellikler şöyle bir sıralayayım…

Şu an aklıma gelenler, naiftir, nezaketlidir, diyaloğu açıktır, iletişimi iyi kurar, egosu, kaprisi olmaz, partili partisiz herkesi kucaklar, kırmaz, dökmez, kin tutarak siyaset yapmaz, yapıcı ve sorun çözücüdür. Ekip anlayışını hep ön planda tutar. Ahde vefalıdır, parti kurucularını ve partiye hizmet etmiş kim var ise partisinin yaptığı etkinliklerde hiç birini unutmadığı gibi her birini onure etmiştir.

Geçmişiyle hesaplaşmaz.

O nedenle diyorum ki, Haydar başkan dağılan, dökülen, ayrışan, darılan, kopan parti fertlerini bir araya getirmek için il başkanlığına düşünülüp atanacak ilk isimlerden birisi olmalıdır.

Tecrübesi, bilgi, birikimi ve parti içerisinde yapacak olduğu ağabeyliği ise sorarım sizlere yazmama gerek varmı?

 

VERMEYİNCE MABUT

 

Vizyon, vizyon, yine vizyon diyorum…

Evet, vizyon önemli.

Hem de ne kadar önemli.

Eğer liderseniz.

Eğer yön vericiyseniz.

Eğer kitlelere hitap ediyorsanız.

Eğer yöneticiyseniz.

Lamı cimi yok vizyon sahibi olmalısınız.

Eğer ki vizyonunuz yoksa…

İnanın bizim simitçi Ali Haydar’dan hiçbir farkınız olmaz!

Vizyonunuz yoksa…

Büyük düşünemezsiniz.

Vizyonunuz yoksa…

Sağlıklı kararlar alamazsınız.

Vizyonunuz yoksa…

Ufkunuz açık olamaz.

Vizyonunuz yoksa…

Liderlik yapamazsınız.

Vizyonunuz yoksa…

Kitlelere hitap edemediğiniz gibi kitleleri peşindenizden taşıyamazsınız.

Vizyonunuz yoksa…

Temsiliniz yetersiz olur.

Vizyonunuz yoksa…

AK Parti’nin 23’üncü kuruluş yıl dönümünü Hamamizade’de yaparsınız.

Vizyonunuz yoksa…

23 yıldır ülkeyi yöneten bir partinin il başkanlığını sessiz ,sedasız dolayısıyla silik yapmak zorunda kalırsınız.

Vizyonunuz yoksa…

Partilileri bir arada asla tutamazsınız.

Son söz, vermeyince Mabut neylesin Sultan Mahmut.

Nokta!

 

RECEP ABİ YİNE SALLADI!

 

Atma recep din kardeşiz diye başladım satırlarıma.

Neden mi böyle başladım?

Ak parti il başkanı Sezgin Mumcu Partisinin 23 ‘üncü kuruluş yıldönümünde “Kişilere başarısızlık yüklemek yanlıştır, başarı da ,başarısızlıkta cumhurbaşkanımızın takdirlerindendir” konuşmasında bu cümleleri kullandığı için…

Yapma recep abi atma!

Pardon, yapma sayın Mumcu ,sallama!

Trabzon’da seçimlerde alınan başarısızlık  il başkanı olarak zatıalinizindir.

Trabzon Koordinatörü  Kadem Mete sizin yüzünüze karşı söylediklerinin altına imza atmayacak siz ve sizin yönetiminiz hariç bir tane Ak partili var mıdır.

Unutuyordum birde birkaç tane bizim meslekten arkadaşımız!

Anladık halı saha futbolcususun! İyi yan pas yapıp, ara sırada topu taca ve auta atıyorsun…

Ama unuttuğun bir şey var , rakip attıklarını yemiyor!

İşin özeti bu Recep abi…

Pardon, Sevgili Mumcu.

 

NEDEN ALINMAK İSTER?

 

Farabi Hastanesinde her şey bitti, Rektörlük gözü şimdi Farabi Hastanesinin kampüsündeki otel ve cafe restoranlara dikti!

Neymiş efendim…

Oteli derslik yapacakmışlar!

Neymiş efendim…

O binalar okula dönüştürülecekmiş!

Önce hemşire lojmanları için film atıldı.

Hemşire lojmanları yıkıldı.

Bugün de otel ve cafeler için aynı senaryo yazılıyor.

Rektörlüğün neyin peşinde olduğunu tam bitmiyoruz belki sağ gösterip sol vuracaklar.

Yani otel ve cafeleri önce kendi bünyelerine katıp sonra bir başkalarına paslayacaklar. (Kulağımıza bir şeyler fısıldanıyor ama bekleyim)

Rektörlük oradaki cafe restoranlar ve otelin Farabi Hastanesi için ne kadar önemli bir görev ifa ettiğini bilmeyebilir.

Biz küçük de olsa rektörlüğe özellikle rektör yardımcısı Cemil Rakıcı’ya hatırlatmak isteriz.

Bir kere hasta yakınları kalacak sorunlarını o otelle çözüyor.

KTÜ’yü kazanan çoğu öğrenci yurt ve kalacak yer bulana kadar o otelde konaklıyor.

Bir önemli konuda onlarca kişi otel ve cafe restoranlarda istihdam ediliyor.

Soralım Rakıcı bey ve dolayısıyla rektörlüğe ,Bir işletme daha ne yapacak?

Benim anlam veremediğim bir konu da şu: Siyasiler bu gibi konuların kendilerine zikredilmesine rağmen  duyarsız kalmalarıdır.

Etiketler