MHP'ye büyük bir saldırı harekatının adını koyalım...
“MHP'siz Türkiye.” Dikkat edin!
Gerek muhalefet gerek içerideki küresel aktörlerin aparatları gerek birtakım sözde aydınlar gerekse de PKK ve FETÖ her gün ama her gün MHP'ye saldırmayı, karalamayı gündemlerine almışlar...
İçeride planlı bir organizasyon...
Dış kaynaklı bir senaryo bu...
İçinde her siyasi bloktan insanların da olduğu bir kirli ittifak bu...
AK Parti içindeki AKP'liler de dahil...
*
Neden mi?
Çünkü MHP'ye rağmen bu ülkede istediklerini yapamayacaklarını çok iyi biliyorlar...
O nedenle sürekli yıpratma, sürekli karalama, sürekli çökertme planı!
Tıpkı...
Yıllar önce “Devlet Bahçeli'siz MHP” oyunu gibi Bahçeli'yi devirmeyi başaramayınca MHP içinden İYİ Parti'yi çıkarıp ülkücüleri bölmeye çalıştıkları senaryonun tekrar sahneye konulması bu...
Bu kez kullanılmaya elverişli aparatlar kullanıp MHP'yi illegal bir parti, ülkü ocaklarını terör örgütü gibi gösterip operasyon yapma girişimi bu!
Tanıdık geliyor değil mi?
Hatırladınız mı?
25.09.2021'de ABD Temsilciler Meclisi'nin Kurallar Komitesi, Nevada Eyalet Temsilcisi Dina Titus'un 'Bozkurtlar'a ilişkin
hazırladığı 'terör soruşturması' önergesinin sunulabilmesine yeşil ışık yakmıştı...
Yani tanıdık saldırılar...
Dosyanın raftan yeniden sahneye sürülmesidir...
Ülkemiz içindeki işbirlikçilerin iktidarın bünyesine sızmış aparatlarını devreye sokmalarıdır..
Anlamamak için aptal olmak gerekir...
*
Peki neden?
Çünkü MHP Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının kırmızı çizgilerini her şartta ölümüne savunup koruyor...
Federatif yapıymış...
Özerklikmiş...
Ana dilde eğitimmiş...
Türklük yerine Türkiyelilikmiş...
Osman Kavala'nın, Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi gibi gündemlerin her biri MHP için çöp!
*
Ne diyor Devlet Bey;
“Türkiye Cumhuriyeti devleti tektir, ülkesi ve milletiyle birdir. Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temeller tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek dil ülküsüdür. Yeni anayasa hazırlık sürecinde taviz vermeyeceğimiz esaslar bunlardır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı şer ve şirret emel sahiplerine müsaade etmeyecek, sonuna kadar direnecektir. Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerini ve yapısını tartışmaya açmak, etnik köken farklılıklarına dayanarak bunları yıkmaya çalışmak, devletin varlığına kastetmekle eş değerdir. Bunun bizim kitabımızda yazan adı da vatana ihanettir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi sonsuza kadar Türk milletidir.”
*
Şimdi soralım Cumhur İttifakı’nın milli omurgasını taşıyan liderin bu sözlerini Türkiye üzerinde emelleri olanların kabul etmesi mümkün mü?
İşte bu sözleri içlerine sindiremeyenler kimler ise bugün MHP’ye saldıranlar da işte onlar...
*
Ama hala anlayamadılar...
MHP'yi bitiremezler...
Çünkü onların varlığı kişilerle kaim değil milyonlarca milli yürekle hakimdir..
Dün de öyleydi...
Bugün de öyle..
Yarın da öyle olacak...
O nedenle saldırı merkezlerinin hesabı bellidir...
MHP'siz bir TBMM...
MHP'siz bir Türkiye...
MHP'ye çamur atmaya kalkanlar şunu iyi bilmeli ki tarihte bunları bu millet çokça gördü...
Peki sonuç ne oldu?
MHP'nin Türk Devletinin ve Türk Milletinin kabul edilmiş duası olduğu gerçeği, her defasında ortaya çıkmıştır!
Çünkü bu davaya gönül verenlerin her biri der ki;
“Ne kemik uğruna köpek olduk ne de menfaat uğruna çakal. Biz bu vatan, bu millet, bu bayrak ve devletin ebedi varlığı Için hayatımız boyunca hep dik durduk.”
Bu duyguyu yok etmeden MHP'yi yok edemezsiniz..
ERDOĞAN NE YAPACAK!...
AK Parti’nin beklemeye tahammülü yok...
İçeride hangi reçeteyi yazarsanız yazın halk reçetesi açık ve net bellidir...
Deniz bitti!
Gemi karada...
1- Büyük kongreye partiyi başarısız oldukları tescilli olan ve tartışılan bu yönetim taşımamalı.
2- Başarısızlığa imza atanların başarı için sunmaya çalıştıkları reçete, hastanın entübe dönemi olur ki sonunu tahmin
ediyoruz.
3-AK Parti’de Erdoğan dışında hiç kimse vazgeçilmez değildir. O nedenle partinin değişimi zamana yayacak ne hali var nede takati.
4- “Yok efendim ekonomidüzelirse hiç bir sorun kalmaz, alelacele karar almayalım” diyenlerin amacı parti değil kendi koktuk hırslarıdır.
5- Çıkış yolu bellidir. O yol da partiyi yöneten kadrolarının, vekillerin değil halkın değişim için ortaya koyduğu yüksek iradedir..
ÇÜNKÜ...
Görüyoruz ki AK Parti’de herkes çok başarılıymış!
Tek suçlu Erdoğan!
Eğer süreç böyle işler, değişim zamana bırakılır ötelenirse ki fatura ödemeyi kabullenmeyenler AK Parti’nin sonunu hazırlar.