Hep söyledik...
Türkiye’nin en büyük sıkıntısı, kamudaki israf döneminin bir türlü bitmemesidir...
İsteyenin istediğini yaptığı, istediği gibi saltanat sürdüğü bir devlet yapısı ayakta kalamaz! Görüldü ki deniz bitti!
İktidar geç de olsa dün her biri önemli kararlar aldı... Temennimiz uygulanması...
Çünkü genelgenin yazılmış olması çözüm değil...
Başarı, o genelgenin eksiksiz şekilde hayata geçirilmesi ile mümkündür...
*
Yeni tasarruf tedbirlerine gelecek olursak...
Kamuda yeni araç satın
almak ve kiralamak 3 yıl süreyle durdurulacak ve yabancı menşeli araç kullanımı sonlandırılacak...
Kamuda deprem riski olanlar hariç yeni bina alımı ve yapımını 3 yıl süreyle durdurmak keza öyle..
Toplu taşıma olan yerlerde kamuda personel servisini sonlandırmak çok önemli ki dünyanın hiçbir ülkesinde bunu göremezsiniz.
Bir başka önemli konu...
Kamuda yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getirilecek.
Yapılacak düzenlemeyle yönetim kurulu ücretlerine üst sınır getirmek çok çok önemli ki ortaya çıkan rakamlar milletin vicdanını yaralıyordu...
Çok yerinde bir karar...
Kamu kurumlarında ajanda, takvim, plaket ve eşantiyon türü hediyelerin alımına son verilirken, kamu alımlarının DMO aracılığıyla yapılmasını esas hale getirmek de çok önemli bir karar.
Ve...
Kamu kurum ve kuruluşlarının başında bulunan insanların gösteriş merakına da artık son veriliyor.
Mobilya, tefrişat ve ofis donanımı gibi demirbaş alımları 3 yıl süreyle durduruluyor...
Ahh...
Ahh...
Niye bu kadar geç kalındı dememek mümkün mü?
Bir başka önemli karar...
Makina ve teçhizatlar ekonomik ömrünü tamamlamadan elden çıkarılmayacak.
Harcama disiplini çerçevesinde deprem ve zorunlu harcamalar hariç mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde ise yüzde 15 kesintiye gidilmesi de çok önemli.
Bence oran daha yüksek, en az yüzde 25 olabilirdi...
Kamu yatırımlarında da önceliklendirmeye gidiliyor.
Fiziki ilerlemesi yüzde 75'in üzerine olan yatırım projeleri ve deprem riski nedeniyle gerekli olan yatırım projeleri önceliklendirilecek.
Bunun takibi iyi yapılmalı...
Gıda arzını artıran projeler, yeşil ve dijital dönüşüm ile OSB liman-demir yolu bağlantı projelerinin önceliklendirilmesi önemli...
Zorunlu haller dışında kamu yatırım programına yeni proje alınmaması da doğru bir karar...
*
Diyeceğim şu ki...
Bu paket güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modeli ile hayata geçirilmeli...
Tasarruf tedbirlerine istisnasız tüm kamu idareleri ve personeli uymalıdır...
Belediyelerin, üniversitelerin, bakanlıkların ve meclisin temsil ağırlama ve harcırah kalemleri ne olacak?
Çünkü Türkiye’de ne yazık ki kurallara uymama alışkanlığını ve sözlerin havada kaldığı gerçeğini hep yaşadık...
Dün açıklanan kararlar, çok geç kalınmış önemli kararlar...
“Zararın neresinden dönersen kardır” misali ekonomiyi toparlamak, milletin refahını artırmak için olmazsa olmaz bu kararların hayata geçirilmesi şarttır...
Artık devlet millet için var olmalıdır...
Tasarruf tedbirleri ile giderler kısılırken, başta emekliler olmak üzere dar gelirli insanların refah seviyesine yatırım yapılmalı...
Artık millet yollara, köprülere, havaalanlarına değilcebine bakıyor...
Bir an önce milletin sesine kulak verilmeli ve yüzleri güldürülmeli..
AHMET METiN BAŞKAN NE YAPACAK?
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç için, “Üzerinde büyük bir yük var” demiştim...
Sadece Büyükşehir Belediyesini
yönetmeyeceğinin, partisinin de takım kaptanlığını yapmak zorunda olduğunun altını önemle çizmiştim...
Çünkü klasik bir Büyükşehir
Belediye Başkanı olmadığını, partinin kuruluşunu, fabrika ayarlarını en iyi bilen isimlerin başında geldiğini, 2028- 2029 seçimleri öncesi AK Parti’de kurulacak yeni düzende güçlü bir rol alması gerektiğini anlatmıştım...
Büyükşehir Belediyesinde güçlü bir yönetim mekanizması kurmak zorunda...
Güçlü yönetim de öncelikle liyakat anlayışından ve sadakat duygusundan geçer...
Bu bir...
İki...
Asla onun adamı
bunun adamına bakmamalı...
Kişinin vizyoner olup olmadığına bakarak karar vermeli. Çünkü sonuç itibarıyla fatura kendisine kesilecek...
Üç...
AK Parti’de kurulacak yeni düzende kesinlikle aktif rol oynamak zorunda.
Bu noktada düşüncelerini ortaya koyarken veya genel merkeze iletirken ‘o şunu der, bu bunu der’e bakmamalı...
Çünkü düşüşün nedenlerini en iyi görmesi gereken AK Partililerin başında geliyor!
Dört...
Yanına bir şekilde sokulan ve hala sokulmaya çalışanlara yönelik bir istihbarat ağı oluşturmalı...
Bilmeli ki...
İtimat kontrole mani değildir.
Kuşkusuz hatalar, eksikler olacaktır...
Amma velakin...
Karar mekanizmasında “Kervan yolda dizilir” anlayışını benimsemek zorunda!
Uzun bir maraton bu.
Sonucunda bedeli yarın kendisi ödeyecek.
Beş...
Karşısında bir cephe olduğunu görerek hareket etmeli...
Altı...
Son yazımda da belirtmiştim...
Mutlaka ama mutlaka yanında bu şehri en iyi şekilde yaşayan kendisinin göremeyeceği gerçekleri görecek, anlatacak, uyaracak akil insanlardan oluşacak bir istişare kurulunu kurup, aylık toplantılar yapmalı... Ve kamuoyu ile paylaşmalı. Bu noktada halkla ilişkiler ve kurumsal kimliğini çok iyi işletmeli...
Çünkü...
Trabzon eski Trabzon değil!
BÜROKRASİDE KÖKLÜ DEĞİŞİM ŞART OLMUŞTUR
İktidarın tasarruf tedbirlerinin ardından bürokraside de mutlaka ama mutlaka büyük bir değişim yapılmalıdır...
Heyecanını kaybetmişlerle...
İkiyüzlü olanlarla...
İktidara resmen ihanet edenlerle...
Millete tepeden bakanlarla...
Kendi adamlarına yol verenlerle...
Taşeron şirket sahipleri ile süper ilişkiler kuranlarla(!)
Yönettiği kurumu sadece koltuk için kullananlarla...
Başarılı olunmuş veya olunmamış umurunda olmayanlarla...
Şimdiden siyasi geleceğe yatırım yapanlarla...
Mutlaka vedalaşılmalıdır...
*
Düzen kokuşuyor çünkü...
Ne yazık ki bürokrasi anlayışı ve bürokratların kimliği, bu devletin ve devleti yöneten
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde yük olmaya başlamıştır.
Yani sorun sadece ekonomi değildir...
Bazı genel müdürlüklerden gelen şikayetler yenilir yutulur cinsten değil...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bakanlardan kendilerine bağlı bütün genel müdürlerin CV’lerini istemesi, bu noktada çok önemli bir adımdı diye düşünüyorum.
Sanırım önümüzdeki günlerde sadece AK Parti kadrolarında değil, bürokraside de olması gereken operasyon başlayacaktır.
*
Diyeceğim şu ki...
Hiçbir makam kimseye baki değildir...
Saltanat ise hiç değildir...
Yeni yüzlere ihtiyaç vardır...
Ve o yüzler vardır...
Yeter ki önleri açılsın...
Yoksa Türk devleti, Türk bürokrasisi ve AK Parti yönetimleri 100-200 kişinin etrafında dönen bir çark ise şimdiden geçmiş olsun!