Şöyle biraz geriye dönelim...
İsrail İç İstihbaratı Şin-Bet’in şefi Ronen Bar ne demişti?
"Lübnan, Katar, Türkiye’de Hamas liderlerine suikast yapacağız."
Türkiye çok sert tepki göstermişti...
Dün ne oldu?
Adres İran oldu!
İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere Tahran'a giden Hamas lideri İsmail Heniye; Tahran’da uğradığı saldırı sonrası şehit oldu.
İsrail önce ailesinin birçok üyesini öldürmüştü.
Şimdi de kendisi...
Saldırıyı İsrail'in yaptığı söyleniyor ki bu Tahran'da oluyor ki hemen akla şu soru geliyor .
‘İran Heniye'yi niye koruyamadı?’
Ve bu nasıl olabiliyor?
O kadar çok soru var ki....
Sahi İran’da neler oluyor?
Baksanıza son üç ayda neler oldu?
Kendi cumhurbaşkanlarını kendi ülkelerinde koruyamadılar...
Kendi dışişleri bakanlarını kendi ülkelerinde koruyamadılar...
Kendi ülkelerine düşen cumhurbaşkanı
helikopterini bulamadılar...
Kendilerine emanet bir lideri koruyamadılar...
***
Yusuf Alabarda dünkü hain saldırıdan bir gün önce çok önemli bir yazı yazmıştı. Tüm hain saldırının üzerine düşen bir yorum oldu.
Diyordu ki;
‘Coğrafyamızda sınırları belirsiz, soykırım dahil işlediği hiçbir suçtan mesul olmayan haydut bir devlet ile karşı karşıyayız.
Bu haydut devletin tüm üst düzey yöneticilerinin ağzından son bir yıl içindeki çıkan cümleler perifer coğrafyalarda yaşayan halkların nasıl bir varoluşsal tehdit ile karşı karşıya bulunduğunun en net göstergesidir.
Kendileri dışındaki tüm insanlığı hizmet hayvanı kabul eden, Filistinlilerin malını mülkünü çalan, katlettikleri masumların yarı hayvan olduğuna iman eden, Yeşeya'nın kehanetlerinden bahseden, İsrail'in birçok noktasında resmi olarak büyük İsrail harita ve heykelleri açan, Arz-ı Mev'ud denilen coğrafyanın tartışılmaz kendileri için bir vadedilmiş toprak olduğunu söyleyen bir yapı bu.
Bu söylenenleri sokaktaki insan söylemiyor.
Bunları şu anki İsrail kabinesinin tümbakanları ve sayısız yetkili söylüyor.
Hahamlar tankların üzerinde ilk hedefin
Amanoslar olduğunu haykırıyor.
Askerler kollarına bu coğrafyayı gösteren armaları takıyor.
Bu doğrultuda Filistin'i işgal eden, Gazze'de Hitler'den bin beter bir soykırıma imza atan, Suriye'nin toprağı olan Golan Tepeleri'ni ilhak eden, Lübnan topraklarının bir bölümünü yıllarca işgal eden bir yapı bu.
Şimdi de ABD seçimlerine kadar geçecek sürede Lübnan'ın bir bölümünü işgal etmek için kudurmuşçasına Lübnan'a saldırıyor.
Tablonun bu kadar açık ve ciddi olduğu bir ortamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi güvenliğimiz için yapmamız gereken her ne varsa yapabileceğimize dair iki kelime ile Pandora'nın kapağını açıyor.
Meğer Irak İsrail’in güvenliği için işgal edilmiş!
İsrail Dışişleri Bakanı Katz, Erdoğan'a cevap vereceğim derken herkesin malumunu ikrar ediyor.
Saddam'a ne yaptık görün diyor.
Hani kitle imha silahları yalanıyla işgal ederek milyonlarca Müslüman'ı katlettikleri Irak işgalinin planlayıcısı bu Siyonist akılmış.
Burada kalmasın biz ekleyelim:
Sisi'ye darbe yaptırtıp Mursi'yi de siz zindanda şehit ettiniz, Kaddafi'yi öldürüp tüm Libya'nın yer altı kaynaklarına siz el atmak istediniz, Suriye'yi ve Lübnan'ı da siz parçaladınız, Katar'daki darbeyi de siz tertiplediniz, Eş Şebab terör örgütünü masum Somalilerin üzerine de siz sürdünüz, DEAŞ'ı da PKK'yı da coğrafyada kendi çıkarlarınız için siz aparat yaptınız, 15 Temmuz'u da içimizdeki tohumlarınıza siz yaptırtmak istediniz.
Siz derken, yanınıza çektiğiniz devşirmeleriniz ile birlikte.
***
Her yönü ile tokat gibi yazı...
Ve yazının çıktığı gün Hamas lideri İsmail Heniye İran’da bombalı saldırı sonrası şehit oldu...
Ağustos ayında TBMM kürsüsüne çıkıp bütün bir cihana Gazze’nin imanını anlatmasını beklerken şehadeti ile
Rabb’ine yürüdü!
Amma velakin Mehmet Akif İnan derki;
‘Kim demiş her şeyin bitişi ölüm/ destanlar yayılır mezarlarımızdan."
Rahmet ola!
Özetle...
Artık Türkiye’de saflarımızı sık ve düzgün tutma zamanıdır...
Çok kritik bir coğrafyanın kaderi adeta Türkiye’nin elinde...
Türkiye’nin bu coğrafyada SON KALE olduğunu unutmayalım...
Meselenin Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Özgür Özel veya AK Parti, CHP meselesi olmadığını, meselenin Türkiye’nin bağımsızlığının ve güçlü olması meselesi ve bu meselenin mazlumların sesi meselesi olduğunu bilelim.
Bu kale düşmemeli.
ANLAMAZLAR DEVLET BEY ANLAMAZLAR!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün yaşanan suikast sonrası İslam ülkelerine yönelik her zaman yaptığı çağrıyı tekrar etti.
Uyarı oldu.
Ama bugüne kadar anlamadılar ki hiç...
Yine öyle olacaktır.
Devlet Bey ne diyor...
“Tarihin keskin virajlarıyla karşılaştığımız bugünlerde, İslam ülkeleri mutlak surette bir değerlendirme yapmak, ölüm sessizliğinden kurtulmak, üç maymunu oynayan atalet ve acziyetten derhal vazgeçmek durumundadır.
Aksi halde son pişmanlığın en küçük müessir sonucu olmayacağı gibi insani ve İslami değerler açısından da sıralı iflaslar resen ifşa ve ilan edilmiş sayılacaktır.”
Ünlü tarihçi İlber Ortaylı DİYORKİ;
"Rusya'da din adamları,
Rus milliyetçisidir.
Yunan'da din adamları,
Yunan milliyetçisidir.
Ermeni din adamları,
Ermeni milliyetçisidir.
Yine İngiliz, İngiliz;
Alman, Alman milliyetçisidir.
Peki, neden Türkiye'de
din adamlarının büyük çoğunluğu Türk milliyetçiliği düşmanıdır?"
NE DERSİNİZ?
Allah gani gani rahmet eylesin, nurlar içinde yatsın, mekanı cennet olsun... 2000 yılında verdiği röportajda bu çarpıcı sözleri ile gündem olmuştu...
“Eski fotoğraflarla, geçmiş yaşamımla alakam yok benim.
Asla açıp bakmam eski resimlere; benim için dün diye bir şey yok.
Dün silinmiş, yaşanmış ve bitmiştir.
Basında çıkmış röportajlarım, resimlerim de yoktur bende.
Kesip saklamam.
Pişmanlık duymak, ileride 'Keşke böyle yapmasaydım' cümlesiyle karşılaşmak istemiyorum. Yaşanan yaşansın ve bitsin istiyorum.
Hep geleceği, yarını organize etmek gibi bir istek ve duygum vardır.
Belki tiyatro sanatçısı olduğum için.
Hep böyle mutsuz ve düşünceli oluşum bu yüzden olabilir. Mesela bir yere gittiğimde hiç eğlenemem. Hep yarın ve yapacaklarım vardır aklımda."
(Kenan IŞIK-2000 )