Yerel yönetimlerde şehirlerini, ilçelerini
yöneten başkanlara, hiçbir zaman siyasi parti mensupları diye bakmam..
Belediye başkanlarının seçildikten sonra
parti rozetlerini sözde değil özde çıkarmaları gerektiğine inanırım…
Çünkü halk belediyeciliği böyle olur…
Olmalı da...
Türkiye genelinde bunu çokça önemseyen
başkanlara ne yazık ki şahit olmuyoruz…
Hal böyle olunca da ayrımcı bir anlayış ile
tartışmalı süreçler yaşanıyor…
Bakıyorum Allah’a şükür Trabzon’da böyle
tablo yok…
Gerek Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet
Metin Genç, gerekse de Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya çok hassas bu
konularda..
İkisini de uzun yıllardır tanıyorum.
Oldukları ve göründükleri gibi bu şehre
sevdalı isimler…
İktidar belediyesi olmak sorunları çözmek
için kuşkusuz daha kolaydır..
Fakat muhalefet belediyesi olmak, kaynak
bulmak ve oluşturmak adına nispeten daha zordur…
Trabzon’da Ortahisar Belediyesini CHP’nin
kazanmasının ardından Ahmet Kaya başkanı takip ediyorum..
Güzel bir duruş ortaya koyuyor. CHP
belediyeyi kazandı diye AK Partililere karşı bir önyargısı yok…
Çok fazla kadro var, işten çıkarıyım gibi
bir düşünceye asla sahip değil..
Şeffaf şekilde her şeyi açıklıyor,
eleştirilere cevap veriyor…
Samimi..
Kemerkaya’da esnaflık, Atatürkçü Düşünce
Derneği Başkanlığı, ardından CHP İlçe Başkanlığı, sonra milletvekilliği şimdi
de Belediye Başkanlığı…
Şöyle bir bakın ardında en küçük leke
olmamış..
Çalışıyor…
Üretiyor…
Az zamanda Kent Lokantası gerçeğini esnafı
da mağdur etmeyecek bir proje ile ortaya koymasını da alkışlıyorum..
Hep yazdım..
Ortahisar Belediyesi, Başkanı ve
yardımcıları ile Trabzon’u çok iyi tanıyan, sevilen, sorunları bilen bir ekip
ruhu yakalamış..
Eğer bütün Trabzon’u kucaklayarak ve
üreterek yola devam ederlerse hem kendileri hem de partileri kazanır..
Çünkü önemli bir şans yakaladılar..
Özetle…
İki Ahmet Trabzon için şans…
BU TABLO SİZİ GURURLANDIRMAZ MI?
Türkiye son 10 yılda savunma sanayinde çok
çok önemli işlerin altına imza attı.
Bu gerçekleri de söylemek gerek..
Çünkü bu mesele kişilerin değil güçlü
devlet olma meselesidir…
Baki kalan devlet değil mi?
Kimse yaptığı önemli hizmetleri yanına alıp
gitmiyor ki…
İster AK Partili, ister CHP’li..
Hangi partiden olursanız olun bir gurur
abidesi değil mi?
Gelelim gurur tablosuna.
***
Türkiye dünyada;
Kendi uçak ve helikopterini yapabilen 6
ülkeden biri.
İnsansız Savaş Uçağı üreten 3 ülke ülkeden
biri.
Sürü
İHA teknolojisine (muharebe amaçlı) sahip 4 ülkeden biri.
Lazer Silah Sistemleri üretebilen 3 ülkeden
biri.
5.
nesil savaş uçağı üretebilen 5 ülkeden biri.
(TUSAŞ'ın 6. nesil için ilk 3, hatta ilk
ülke olma hedefi var!)
Kendi haberleşme uydusunu yapabilen 11 ülkeden
biri.
TİHA
üretebilen 4 ülkeden biri.
Jet
motoru teknolojisine sahip 7 ülkeden biri.
Hava-hava füzesi üretebilen 7 ülkeden biri.
Bor
karbür üretebilen 3 ülkeden biri.
Kriptolu telefon üretebilen 6 ülkeden biri.
Baz
istasyonu üretebilen 5 ülkeden biri.
Tünel açma makinası üretebilen 8 ülkeden biri.
Elektrikli araç bataryası üretebilen 6 ülkeden biri.
Kendi deniz toplunu üreten 4 ülkeden biri.
Grafeni seri üretebilen 10 ülkeden biri.
Bunlar son 10 yılın mahsulleri...
Şimdi bunlara bakıp gurur duymak, daha
fazlası için destek vermek milli bir görev değil mi?
Berat Albayrak anlatıyor..
O GECE ERDOĞAN NE YAPTI!
Aradan 8 yıl geçti..
Daha dün gibi…
Eski Bakan Berat Albayrak, 15 Temmuz hain
darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ailece Marmaris’te tatildeydi..
Peki neler olmuştu o gece.
Berat Albayrak’ın sözleriyle 15 Temmuz
gecesinde yaşananlar;
"O gece ilk olarak Başbakan ile
konuştuk. Bahsettiğimiz insan Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük siyasetçisi.
2006 Danıştay krizi ile başlayan bugün de başka yöntemlerle devam eden sürekli
darbe girişimlerine maruz kalmış bir hükümetten bir liderden bahsediyoruz.
Cumhurbaşkanımız bu süreci de çok kontrollü ve sakin bir şekilde yönetti.
Cumhurbaşkanımız o gece besmele çekti, iki
rekat sefer namazını kıldı ve sonra o geceyi yönetti. Birçok şey yaşadık bu
süreçte ama benim aklımda kalan o gece haydi besmele deyip helikoptere
binmemizdi.
Üç tane helikopter üzerimizde keşif uçuşu
yapıyordu. Hasan Doğan Bey de büyük bir kahramanlık gösterdi.
Biz alternatifleri değerlendirdik.
Otelin sahibi Serkan Yazıcı'dan o arada
gerekirse sizi Yunan adalarına götürebiliriz diye bir teklif geldi ve
Cumhurbaşkanımız bu duruma tepki gösterdi. Biz Anadolu Ajansı ve TRT'ye
görüntüleri ulaştırdığımızı düşünüyorduk ancak onlara ulaştıramadığımızı
farkettik. Ardından Cumhurbaşkanımızın mesajı için ulusal kanallarla irtibata
geçtik.
İstanbul Emniyet Müdürümüz kahramanca bir
duruş gösterdi. Eş zamanlı birçok talimatlar verildi, verilen bütün talimatlar
liderliği ve bu liderliğin ferasetle beslendiğini ortaya koydu.
Biz dört tane alternatif oluşturduk. Uçak
kalktıktan sonra Cumhurbaşkanımız nereye gideceğine karar verdi. Uçak havada
belli bir süre gittikten sonra nereye gideceğini, son dakika İstanbul'a
gideceğini söyledi. Liderlik riskli anlarda doğru karar verebilmek ve
yönetebilmektir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu özelliğe sahip. Cumhurbaşkanımız
darbe girişimini öğrendiğinde ilk tepkisi gayet güçlü ve sakindi. Beklenildiği
gibi bir tepki vermedi, sadece dinledi. Dün ve evvelsi gün Cumhurbaşkanımız
röportajlarında bahsetti. Darbe girişimi ile ilgili gerekli bilgilendirmenin
yapılmadığını anlattı. Cumhurbaşkanımıza milyonlarca insanın muhabbeti var,
onların duasıyla atlattık.
İslam peygamberi Hz. Muhammed, yolculuğa
çıkmadan önce abdest alıp iki rekat namaz kılardı. Peygamberimiz aynı şekilde
seferden dönünce de evine dahi uğramadan doğrudan mescide gider ve iki rekat
namaz kılardı."
….
İşte Berat Albayrak o tarihi gece ile
ilgili bunları söylüyor..
Aradan 8 yıl geçti…
Allah devletimizi ve milletimizi korumuş!