Bir ülkede iktidarın seçimlerle belirleniyor olması, o ülkeyi demokratik bir ülke yapmaz. Yine bir ülkede yazılı hukukun var olması, o ülkenin hukuk devleti olduğu anlamına gelmez. Eğer bir ülke, göğsünü gere-gere “Ben demokratik hukuk devletiyim” diyorsa şunları yapmalıdır:
Doğruluğu evrensel düzeyde kabul görmüş demokratik ilkelerin hem yöneten hem de yönetilen kesim tarafından özümsenip hayatın her yönünde uygulanmasını sağlamalıdır.
Örneğin, yönetenlerin ve yakınlarının yolsuzluk-rüşvet-hırsızlık gibi yüz kızartıcı olaylara karışmaları “Demokratik hukuk devletinde” olmaz.
Bu çirkinlikler oluyor ve yönetenler örtüyor, yargı da görmezden geliyorsa, yönetilenler de ayağa kalkıp hesap sormak yerine susmayı tercih ediyorlarsa orası “Demokratik hukuk devleti” değildir. Orası olsa olsa faşist dikta yöntemlerinin geçerli olduğu “Çadır devletidir.”
Türkiye şimdi tam da bu konumdadır.
AKP iktidarı hırsızlık haksızlık ve haram” tarafında saf tutmuştur.
MHP, yolsuzlukları açıklayanları, eline geçirse öldürecek kadar AKP ile yapışmıştır. Eh Akşener de zaten saraydaki abisine yanaştı.
Özgür Delikanlı, dünya siyasi tarihini yeniden yazacak kadar, saçmalıyor!
Türk milleti ise, maalesef hala susmakta ve bizlere “Aman eleştirmeyin, Özel’e bir şans tanıyın, demekte!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayırsever” “Dürüst iş adamı” “Türkiye’ye çok faydalı işler yaptı” dediği Reza Zarrab davası için şunu söyledi;
“Davadan ne çıkarsa çıksın, biz doğru olanı yaptık!”
Demek siz doğruyu yaptınız?
-Boğazına kadar rüşvete batan Zafer Çağlayan, siz başbakan iken sizin ekonomiden sorumlu bakanınız değil miydi?
-Rüşvetçi Egemen, siz başbakan iken, AB’den sorumlu bakanınız değil miydi?
-Siz, Halkbank Genel Müdürünün evinde yakalanan paralar rüşvet parası değil, imam hatip yaptırmak içindi demediniz mi?
Siz doğruyu yaptı iseniz, Zafer ve Egemen’e milyonlarca dolar avanta verdim diyen “Hayırsever Reza’nız” mı yanlış yaptı?
“Halkbank Genel Müdürü arsızca Reza’dan rüşvet aldı. İmam hatip olayı da uydurmaydı” diyen ABD’de cezaevinde yatan dönemin Halkbank genel müdür yardımcısı mı yanlış yaptı?
Değerli okurlar;
Ben size derdimi bir türlü anlatamadım!
Erdoğan, demokrat değildir dedim, inanmadınız.
AKP normal bir siyasi parti değildir dedim yine inanmadınız. Çare sizsiniz dedim, “Aman canım bana ne” dediniz.
Erdoğan ve AKP bundan sonra utanıp duracak, Anayasa’ya, yasalara itaat edecekler mi? Hiç utanmayacaklar ve suçu yine başkalarının üzerine atacaklar.
Muhalefet partileri TBMM’de salı günleri tiyatro oynamaya devam edecek.
Hala felaketin farkında olmayan Özgür cahiller, yumuşayalım diyecekler!
Karşılıklı ziyaretler “Altın Günü” gibi devam edecek!
Sizler de susacak ve evlerinizden dışarı çıkmayacaksınız. Özgürlükleriniz kısıtlanacak, başını kaldıran, polis dayağı yiyecek!
Basın üzerindeki para cezaları her gün artacak, benim gibi sayıları birkaç tane kalan yazar, siyasetçi ya zindana atılacak ya da öldürülecek.
Hesap soracağız, mutlaka hesap soracağız.
Sağlık ve başarı dileklerimle…