Milletler yanlış yapar mı? Yapar! Zamanında Almanların Hitler’i, İtalyanların da Mussolini’yi seçimle işbaşına getirmeleri gibi! Doğa kanunu gereği yanlış yapan, acıyı da, sıkıntıyı da, felaketi kendi yaşar. Denenmişi denemek, aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek gibidir. Türkiye’de “Siyasal İslam” partileri halkımız tarafından defalarca denendi. Milletçe her defasında sıkıntı ve itibar kaybı yaşadık, bu partilerin tümü, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı.

2002 seçimlerinde, emperyal devletlerin planlaması gereği AKP işbaşına getirildi! Üstelik dünün Siyasal İslamcıları bu kez İhvancılık boyası da sürmüşlerdi! İhvancı AKP tarafından ülkemizin getirildiği durum her yönüyle tam bir felaket. Yokluğu, çaresizliği, göç rezaletini beraberce yaşıyoruz.

Bugün AKP’nin Türk milletine olan düşmanlığının en son oyunu “Stratejik Göçle Bir Ülkeyi Batırma Projesini” anlatacağız. Çünkü AKP’nin başımıza sardığı en büyük felaket budur. Avrupa’da 31 ülke var. 6’sının nüfusu 10 milyondan fazla. Bunlar, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Polonya ve İspanya. 5’i 10 milyon dolayında, Çekya 10, Portekiz 10, Yunanistan 10,7, İsveç 10, Macaristan 9,6. 20 ülkenin nüfusu ise 10 milyon kişinin çok altında…

Şu an Türkiye’de, 5 milyon kişi sınırlarımız içinde, 4,5 milyon kişi güney sınırımızın dibinde, 1 milyon Afganlı ve Afrikalı olarak 10,5 milyon sığınmacı var. (Şimdilik kaydıyla!) Yunanistan gibi bir ülkeyi misafir ediyoruz! Ama bu sığınmacılar, 10,5 milyon eğitimsiz, sağlıksız, ömürleri boyunca hijyen ve sağlık kontrolü geçirmemiş, kadın-erkek eşitliğine inanmayan, kan, barut, ölümle burun buruna yaşamış insanlar!

Türkiye, bu insanları “TEK BAŞINA” almalı mıydı? Hayır. Türkiye 1951 yılında Cenevre Sözleşmesine imza koyarken “Sadece AB ülkelerinden mülteci” kabul edeceği şerhini koymuştu. Fakat, emperyal devletlerin eline verilen kozlar (mal varlığı, Halkbank, Zarrab, SBK, petrol, silah uyuşturucu kaçakçılığı dosyaları) AKP’yi esir etti. AKP’nin kendisini kurtarmak için Türkiye’yi feda etmesi ve ülkemizin “Federal İslam Devletine” dönüşmesi projesine razı olması, T.C Devletine ve Türk milletine yapılmış en büyük ihanettir. Sığınmacılar; hiçbir güvenlik kontrolü olmadan Türkiye’ye girdiler! (Taliban-PKK militanları sızdı) Hiçbir sağlık kontrolünden geçirilmediler! (Covid 19 Delta Virüsünü taşıdılar) Nerede oldukları bilinmiyor! Nasıl geçindikleri bilinmiyor! Kadını köle, kullanılacak bir varlık olarak gören, 20-22 yaşındaki genç erkekler ülkeye yayıldı! Suriyelilerin doğurganlık oranı 5,8, Türk kadınlarının ise 1,8’dir.

AKP’nin başımıza sardığı bu belayı birkaç yılda defetsek bile önümüzdeki on yıllarda, demokrasi, kadın-erkek eşitliği, kişi hak ve özgürlükleri ve hukuk devleti bilmeyen bu insanlarla uğraşmaya devam edeceğiz. AKP, Türk milletinin kaynaklarını, gelecek nesillerimizin eğitim, sağlık, güvenlik, gelişim kaynaklarını, ite, uğursuza, hırsıza peşkeş çekti. Ve en önemlisi, ülkemizin iç güvenliğini, düzensiz göç politikasıyla yok etti! Türkiye son iki-üç gündür, ülkenin 8-10 yerinde kundaklamalar sonucu cayır cayır yakılıyor. AKP’liler ise Cumhurbaşkanından İçişleri Bakanına, milletvekillerine kadar, bu sapık katilleri savunuyor. Milletçe yaptığımız yanlış bir seçimin, ülke meseleleriyle ilgilenmemizin acısını beraberce çekiyoruz. Türk milletini bu duruma düşürenlerin süründüklerini Allah bize gösterecek, inşallah. Sağlık ve başarı dileklerimle…