SON DAKİKA



Haber > Gündem > 1 Kasım seçimlerinde belirleyici etkenin ne olacağ

1 Kasım seçimlerinde belirleyici etkenin ne olacağ

11 Ekim 2015 Pazar - 09:57








7 Haziran seçimlerinde özellikle ekonomi ağırlıklı seçim vaatleri görmüştük. İktidar partisinin oldukça örselendiği ve inandırıcılığını önemli ölçüde yitirdiği ortamda, muhalefetin seçim vaatleri oldukça ilgi çekti. Özellikle CHP’nin emeklilere, asgari ücretlilere, işsizlere, köylülere, esnaf ve iş kesimlerine yönelik projeleri tartışma yarattı. Keza MHP’nin benzeri önerileri, ekonomik sorunların giderek öne çıktığı koşullarda ilgi çekti. HDP’nin daha köktenci denilebilecek önerileri oldu. Ancak ekonomi bekle4ndiği ölçüde etkili olamadı. Erdoğan’ın AKP’yi tek başına iktidara taşımak amacıyla memleketi sürüklediği erken seçim koşullarında ekonomik vaatlerde en büyük değişim bu partide yaşandı. CHP’yi vaatleri için gerçekçi olmayan sözler vermekle suçlayan AKP, muhalefeti eleştirme gerekçelerini unutarak benzeri sözlerle sahneye çıktı. Sözgelimi CHP’nin emeklilere yılda 2 kez ikramiye, asgari ücreti bin 500TL’ye çıkarma (ki MHP’nin de benzeri sözleri oldu) sözü için söylemediğini bırakmayan AKP, şimdi yaklaşık 1 maaşa gelen ikramiye ve bin 300 TL’ye çıkarma vaadinde bulundu.

EKONOMİ ÇÖKERKEN

Partilerin işsizlere vaatleri oldukça cömert. AKP ve MHP genç başına 50 bin TL’lik geri ödemesinde ve faizlerinde oldukça teşvik edici bir kredi önerisi ile ortaya çıkarırken, CHP hemen tüm gençlere sosyal güvence ve iş garantisi veren bir sistem vaat ediyor. MHP işsiz her gence iş olanağı getireceğini vurguluyor. HDP’nin önerdiği şey ise genç yaşam kartı. Ekonomik ve sosyal vaatlerde gerileme yok, yeni yeni öneriler var. Tek başına iktidar için her sözü veren AKP, muhalefet partilerinin vaat yarışında öne geçmesinden bazı dersler çıkarmış. Ancak 13 yıllık bir iktidar sonrasında yaşanan ağır sorunların çözümü konusunda halka yeniden umut olmak neredeyse olanaksız. Kaldı ki, yılbaşından bu yana dolar kurundaki değişim nedeniyle halk yüzde 30 yoksullaşmış durumda.

TEMEL ETKEN TERÖR VE ŞİDDET

1 Kasım seçimlerinde belirleyici olacak temel başlık, terör ve Kürt sorunu konusundaki durum ve partilerin sözleri. Haziran genel seçimlerinde tek başına iktidarı kaybeden Erdoğan ve AKP, iktidarı muhalefetle paylaşmamak, 13 yıllık yozlaşmış düzeni sürdürmek yolunda bir propaganda yürütüyor. Seçimler öncesinde PKK ile görüşmeleri bitiren Erdoğan, sanki memlekette başka bir iktidar varmış da PKK ve HDP ile onlar görüşüyormuş gibi bir psikoloji yarattı. Daha 6 ay önce AKP-HDP ve Erdoğan yönetimi ile PKK arasında yürütülen görüşmelere karşı çıkan, biçimini ve içeriğini eleştirenleri ‘’kan üzerinden siyaset yapmak’’la suçlayan Erdoğan ve AKP, şimdi de artan terör ve şiddet ortamı konusunda eleştiri yapanları teröre destek olmakla suçlayacak kadar iki yüzlü, yararcı ve oynak bir politika ortaya koyabiliyor. Terör ve şiddetin arttığı, böylece istikrar arayışı içinde tek parti iktidarına kapıları aralandığı bir strateji gütmekle suçlanan AKP, kısa sürede ülkede büyük acıların yaşanmasına neden olmak ithamıyla karşı karşıya kaldı. Bir yandan anayasal kuralları zorlayarak memleketin başına oturtulan siyasi iktidar, öte yandan anayasayı ihlal ederek bir anlamda sivil darbeyi ilan eden Erdoğan, beri yanda ise politik amaçlarını kan ve şiddetle kabul ettirmeye çalışan, özerklik gibi gerçekçi olmayan uygulamalarla memleketin ayrışmasına hizmet eden örgüt. Elbirliği ile toplumda gerilimi arttırıp acılar üzerinden bir siyasal beklenti içine girdi.


KİM NEYİ VAAT EDİYOR?

AKP’nin bu konuda vaadi çok açık. Erdoğan’ın Rize’de söylediği gibi kıyamete kadar çatışma ve savaş, barış ve güvenli bir toplum yerine gençlere şehitlik ya da ölüm vaadi. Görüşme sürecindeki ağır yanlışlarla bugünkü ortamı yaratan Erdoğan yönetiminin, çözüm ve istikrar adına yapabileceği pek bir şey kalmadı. CHP, bir süredir sürdürdüğü politikasını devam ettirerek barış ve kardeşlik içinde sorunların çözümünün ancak ve ancak en meşru zemin olan meclis içerisinde olacağını savunuyor. MHP, bu konuyu hiçbir biçimde tartışmayacağını, HDP dahil kimseyi muhatap almayacağını belirterek sorunu ortada bırakıyor. Bahçeli ve parti sözcüleri seçimden sonra her türlü koalisyona açık olacaklarını açıklayarak AKP ile olası bir ortaklığın da yolunu açıyor.

DAHA ÇOK BASKI, DAHA ÇOK ŞİDDET

HDP 7 Haziran seçimlerinde oy patlamasını barış ve uzlaşma, Türkiye partisi temasıyla yaptı. Oysa çatışma sürecine yeniden dönülmesinde tarihi sınavı şu ana kadar veremedi. Barışçıl bazı açıklamalar dışında şiddet ve terörle arasına çizgi çizemedi, bu konuda inandırıcı olamadı. Özellikle özerklik ilanlarına karşı demokratik bütünlük ve hukuk devleti savunusu yapamadı. Türkiye, yine terör ve şiddet üzerinden bir seçime gidiyor. Demokrasi, özgürlük, kardeşlik, üniter yapı içinde çözüm ve barış özlemlerinin dışlandığı; savaş, gerilim ve kan üzerinden siyasetin öne çıktığı koşullardan geçiyor. Yazık ki bu vaatlerle güvenlik gerekçesiyle daha çok baskı, daha çok şiddet gelecek gibi görünüyor.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap