Başbakan Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ile kendisi arasında geçtiği iddia edilen ses kaydıyla ilgili "Bunlar alçakça, şerefsizce montajla servis ediyorl
Başbakan Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ile kendisi arasında geçtiği iddia edilen ses kaydıyla ilgili "Bunlar alçakça, şerefsizce montajla servis ediyorlar." dedi.
Başbakan Erdoğan, Dün akşam saatlerinde montajını ve dublajını kendileri yaptıkları bir piyesi piyasaya sürdüler. Bunlar alçakça, şerefsizce montajla servis ediyorlar. Uydurun da bunun da bir edebi var dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dün akşam saatlerinde montajını ve dublajını kendileri yaptıkları bir piyesi piyasaya sürdüler. Bunlar alçakça, şerefsizce montajla servis ediyorlar. Uydurun da bunun da bir edebi var diye konuştu.
Erdoğan, bunun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yapılan alçakça bir saldırı olduğunu ifade ederek, Biz bunu kimsenin yanına bırakmayacağız. ifadelerini kullandı.
"O dinlemeler..."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, telekulak skandalıyla ilgili, Böyle bir dinlemenin hukukta yeri yok. Hukuksuz olarak başlamış, hukuksuz olarak devam etmiş dedi.
Başbakan Erdoğan, telekulak skandalıyla ilgili de açıklama yaptı. Erdoğan, Binlerce kişi dinlenmiş. Sadece bir dosya bu. Bakanlarımızı, milletvekillerimizi danışmanlarımızı herkesin ailesini yıllarca dinlemişler. Böyle bir dinlemenin hukukta yeri yok. Hukuksuz olarak başlamış, hukuksuz olarak devam etmiş
TÜBİTAKta yeni yapılanmaya gidiliyor. Devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar. Bunlar işte bu kadar alçak diye konuştu.
TÜRKİYEYİ YÖNETME İRADESİNİ HİÇBİR SERMAYE GRUBU, ÖRGÜT, MEDYA PATRONU İLE PAYLAŞMADIK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi yönetme iradesini hiçbir sermaye grubu, örgüt ve medya patronu ile paylaşmadıklarını söyledi.
Erdoğan, Son haftalarda köşelerinden milleti yeniden aşağılamaya başladılar. Sivas, Yozgat, Afyon, Kütahyada toplanan mahşeri kalabalığı koyun sürüsü olarak niteleyecek kadar edebini yitirenler var. 68 yıldır açılan her sandıkta milletten tokat yediler ama kendilerine gelemediler. Küçük zihinleri ile bunu anlayamadılar, millet artık bunların ciğerini okuyor dedi.
TBMMde partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, sözlerine başlarken Hocalı katliamını hatırlattı. 26 Şubatta Hocalı katliamının üzerinden 22 yıl geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, 1992de Ermenistan kuvvetleri Karabağda insanlık dışı katliamlara imza attı. Bu katliamların en büyüğü Hocalı kasabasında yapıldı. Hayatını kaybedenler Azerbaycanın evlatları olduğu kadar bizimde evlatlarımızdır. Hocalıda katledilen şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. İstanbulda Hocalı katliamını protesto eden bir grubun ırkçı sloganlar atmasını kınıyorum. Karabağın meşhur davasına zarar verecek ırkçı söylemlerden herkesin sakınması gerek diye konuşu.
Prof. Dr. Necmettin Erbakanın ölümünün 3. Yılı nedeniyle anan Erdoğan, merhum eski Başbakan için Mekanı cennet olsun dedi. Erdoğan, 28 Şubat müdahalesinin 17. yıldönümü olduğunu ve 28 Şubat döneminin millete verdiği zararı anlattı. 28 Şubatın sulandırılmak istendiğini belirten Erdoğan, 28 Şubat müdahalesinin 17. yıldönümü. 28 Şubat Müdahalesi özellikle ekonomiye vurduğu darbe ile 2001 krizinin oluşumuna hazırladığı zemin ile yetimin hakkını, milletin istikbalini, Türkiyenin kazanımlarını heba eden bir girişim olarak hafızalardan silinmeyecek. 28 Şubat müdahalesi ile ilgili açılan dava meseleyi sulandırmaya 28 Şubatı küçümsemeye doğru gidiyor. Yargıdan daha önce aziz milletimiz bu müdahale ile ilgili kararı vicdanında verdi. 28 Şubatta milletimize bu zulmü yapanların normal şartlar altında sokağa dahi çıkacak yüzlerinin olmaması gerekir. Özellikle bu günlerde bu kişilerin, bu çevrelerin bırakın yüzlerinin kızarmasını utanmazca yeni bir darbe girişimine omuz verdiklerini görüyoruz. 28 Şubatın o malum işveren örgütleri pişkinlik içinde son darbe girişimine destek vermeye başladı. Bu ülkede defalarca darbe yaşamış, darbelere verdikleri destekler tarihlerine kara bir leke olarak yapışmış partilerde bir kez daha darbeden medet ummaya başladılar.
1946 yılından bu güne kadar Türkiyede siyaset merkezli tartışmaların tamamı Türkiyeyi kim yönetecek sorusu etrafından tartışılmıştır. Türkiyeyi kimin idare edeceği tartışılıyor. Gazi Mustafa Kemal 1920de, işin en başında Türkiyeyi kimin yöneteceğini tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde ortaya koymuştur. Türkiyeyi seçip TBMMye gönderdiği vekiller eliyle milletin yöneteceği karar altına alınmıştır. 1950 yılına kadar bu karar uygulanmadı. CHP seçimlere tek parti olarak girdi. 2 defa çok partili seçim denendi. Açık oy, gizli tasnif ile kazanan yine idare fırkası, CHP oldu. Menderesin iktidara nasıl yürüdüğünü unutmayın. Yeter söz milletindir, milletin hür iradesi sandığa yansımış, demokrasi millet iradesi olarak tecelli etmeye başlamıştı. 1960da birileri çıktı ne dediler, Türkiyeyi millet yönetemez, biz yöneteceğiz diyerek yönetime el koydular. 12 Eylülde, 28 Şubatta aynısını yaptılar. Her bir müdahalede milletin elinden yetkisini alıp Türkiyenin yönetimine el koydular. Yönetime el koyanlar iktidarlarını başka çevrelerle paylaştılar, iş dünyası, medya, belli sivil toplum örgütleri ile elitlerle, seçkinlerle, çetelerle paylaştılar. CHP ile statüko partileri ile paylaştılar. İktidarı millet ile asla paylaşmadılar. Siyasetin üzerine ihdas ettikleri kurumlarla, yargısal kurumlarla millet iradesini hep dar bir kesimde tuttular. Biz bu kısır döngüye itirazımı dile getirdik, yeter, söz de karar da milletin dedik. Biz Türkiyeyi kim yönetecek sorusuna kesin ve net bir cevap verdik, millet dedik. 1920de ifade edildiği gibi Türkiyeyi sadece millet yönetir dedik. Türkiyeyi yönetme iradesini hiçbir sermaye gurubu, örgüt, medya patronu ile paylaşmadık. AK Parti ile millet bir defa daha iktidara gelmiştir ve yönetime el koymuştur. Hiç kimse milletten bu iradeyi alamaz şeklinde konuştu.
Şuanda eski bir tartışmayı, üzeri küllenmiş tartışmayı canlandırmak isteyenler var ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, Türkiyeyi kim yönetecek sorusunu tekrar gündeme taşıyıp milletin iradesini gasp etmeye çalışanlar olduğunu ifade ederek, Bunların utanmaz, hayasız, yüzsüz olduklarını söylemiştim. Son haftalarda köşelerinden milleti yeniden aşağılamaya başladılar. Sivas, Yozgat, Afyon, Kütahyada toplanan mahşeri kalabalığı koyun sürüsü olarak niteleyecek kadar edebini yitirenler var. 68 yıldır açılan her sandıkta milletten tokat yediler ama kendilerine gelemediler. Küçük zihinleri ile bunu anlayamadılar, millet artık bunların ciğerini okuyor. Attıkları her manşetlerdeki o maksadı millet çok iyi görüyor. Bu aziz millet bunlarla iktidarlarını asla paylaşmak istemiyor. Siz bu milletin seçilmiş Başbakanını astınız, bu millet sizi asla affetmeyecek. O eski günler de artık geride kaldı. Bu aziz millet artık iradesine sahip çıkıyor. Ben siyasi hayatımda Sivası, Yozgat, Afyonu böyle görmedim. Bambaşka bir coşku, Kütahyada aynı, millet artık kabına sığmıyor. 30 Mart yeni bir milat olacak. Millet iftiralara itibar etmiyor. Millet bunların hakaretlerine itibar etmiyor açıklamasında bulundu.
Başbakan Erdoğanın konuşması partililer tarafından sık sık kesilirken, partililer Nurullah Gençin Yiğidim isimli şiirini hep bir ağızdan okudular.