Bir iki tane olsaydılar bir şey değildi! Ama beslediğimiz ben diyeyim “kargalar”, siz söyleyin “terör örgütleri” o kadar çok ki... Hatta öyle veya böyle beslemediğimiz yok gibi. Yani kendi elimizle “cici cici” diyerek beslediğimiz kargaların hepsini şimdi “tu kaka” hesabıyla terör örgütü ilan ettik... Daha doğrusu, besleyip büyütenler ediyorlar... Hem de kargaların en uzun süre yaşayan kuşlardan olduğunu unutarak! * Şu kargaları bir hatırlayalım mı? Açılım süreci ile Habur’dan davulla zurna ile karşılanan PKK... Kobani’yi kurtaracaklar diyerek Kuzey Irak’tan alıp, sınırlarımız içinden konvoy ile Suriye’ye taşıdığımız PYD.. ABD terör örgütü olarak ilan edinceye kadar besleyip büyütmesek bile seyrettiğimiz, ben diyeyim “İŞİD”, onlar desin “DAİŞ...” El Sırf Esad’a karşı oldukları için destek verilen El Nusra, Özgür Suriye Ordusu, vs. vs... * Keşke, bu “dününü tahlil edemedikleri için geleceği tahmin edemeyenler”, atalarımızın “Besle kargayı oysun gözünü” gerçeğini neden atasözü haline getirdiklerini anlayabilselerdi...

HARAM İŞLER!

Haramın helâl, helâlin ise haram haline dönüştüğü bir ben diyeyim “ahir zamanın”, siz söyleyin “kıyamet alâmetlerinin” yaşandığı bir zaman dilimini icra ederken, elimize günümüzdeki meselelerin ele alınacağı “2. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi” davetiyesi ulaştı. Bugün Konya’da başlayacak açılış konferansını, “Ticaret ve Faiz” başlığı altında, din-iktidar irtibatı konusunda son yıllarda ismi çok tartışılan Pro. Dr. Hayrettin Karaman’ın vereceği kongrede ilginç bir tebliğ de yer alacak. Prof. Dr. Kaşif Hamdi Okur’un tebliğinin konusu “Türkiye’de bulunmayan var mı?” dedirtecek türden! -”Haram Faaliyetlerde Bulunan İşyerlerine Dışarıdan Hizmet ve Ürün Satımı.” Keşke önceki akşam oynanan ve kötü günlerdeki zaman dilimine “yaşadığımız en güzel gelişme” diye yazılan İzlanda milli maçı için Konya’ya gitseydik. Ardından da helâlin sistemli bir şekilde ortadan kaldırıldığı bu ülkede, sempozyuma katılanlara haram ile ilgili birkaç soru sorup da makul ve mantıklı bir cevap bekleyebilseydik!

BİTKİSEL YAĞLARA, HARAM KARIŞTIRANLAR...

O ki, helal ile haramın birbirine karışmasından söz ettik, çeyrek asırdır bizim yazmaktan, söylemekten usanmadığımız gerçeği çarpıcı bir açıklamayı tekrar paylaşalım. Hani, şu devlet-i aliyenin görevleri arasına giren “halk sağlığı” konusunda işini değil de, yağcılık yapanların görmediği açık gerçek var ya! Hah işte onu. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil’ın ağzından acı gerçek: -”Ne yazık ki, tüm uyarılarımıza rağmen son zamanlarda hem iç piyasada hem de ihracatta hileli karışım yaygınlaştı.” * Hani sürekli “Ayçiçeği ve mısırözü gibi bitkisel yağların hammaddesi dışarıdan getiriliyor. Hem de GDO’lu üretilmiş şekliyle” diye uyardığımız için mahkemelik bile olduğumuz yağlar var ya işte onlar. Onun için, ben çeyrek asırdır sadece “Fındık yağı, zeytinyağı ve tereyağı kullanıyorum. Bunları bile en güvenilir yerlerden ve kontrol ederek alarak” diye boşu boşuna toplumu uyarmıyor muşum demek ki...