SON DAKİKA



Haber > Gündem > Erdoğan hangi sorudan bıktı?

Erdoğan hangi sorudan bıktı?

21 Ocak 2014 Salı - 17:42




Başbakan Erdoğan, "Esed giderse yerine kim gelecek sorusundan bıktık. Esed giderse, halk kimi seçerse o yerine gelir" dedi.





Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Barroso ve Konsey Başkanı Van Rompuy ile düzenlenen ortak basın toplantısında, Suriye konusunda net mesajlar verdi. Son fotoğraflarla Suriye’de yaşanan vahşetin boyutlarını ortaya konulduğunu anlatan Erdoğan, "Yarınki Cenevre 2 toplantısının olumlu sonuçlar vermesini umut ediyoruz" diye konuştu. "Esed giderse yerine kim gelecek" sorusundan bıktıklarını ifade eden Başbakan, "Esed giderse, halk kimi seçerse o yerine gelir" dedi. Türkiye’de 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşanan yargı krizine de değinen Başbakan Erdoğan, yargının yasama ve yürütme üzerinde baskı kuramayacağını, kuvvetler ayrılığı ilkesine inandıklarını ve Türkiye’de yaşananların erkler ayrılığının sağlanması amacını taşıdığını ifade etti. HSYK düzenlemesiyle ilgili bir soru üzerine Rompuy, sorunların hukukun üstünlüğü ilkesi ile Avrupa Birliği müktesebatına uygun çözülmesine inandıklarını söyledi. 17 Aralık operasyonunun küresel bir komplo olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Barroso ise, bunun Türkiye’nin iç meselesi olduğunu, durumun mesele nihayete erdikten sonra anlaşılacağını belirtti. Erdoğan AB’yi uyardı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-AB müzakerelerinin, "tam üyelik nihai hedefine odaklı bir takvim dahilinde süratle ilerlemesini" beklediklerini söyledi. Brüksel temasları çerçevesinde AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’la bir araya gelen Erdoğan, ortak basın toplantısında Türkiye-AB ilişkileri konusunda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "AB Konsey Başkanı Sayın Herman’ın daveti üzere bugün uzun bir aradan sonra buradayız. Ve gerçekten gerek Sayın Herman’la gerekse Sayın Barroso ile çok, çok verimli görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmeler sebebiyle memnuniyetimi ifade etmek isterim" şeklinde konuştu. "AB İLİŞKİLERİNDE HER ZAMAN SAMİMİ BİR ÇABA VE GAYRET İÇİNDE OLDUK" "Türkiye olarak AB ile ilişkilerimizin ilerletilmesi yolunda her zaman samimi bir çaba, samimi bir gayret içerisinde olduk" ifadelerini kullanan Erdoğan, tam üyelik müzakerelerinin başlamasından sonra Türkiye’nin üzerine düşen her türlü sorumluluğu, yükümlülüğü yerine getirme noktasında son derece kararlı bir tutum içerisinde olmaya özen gösterdiğini söyledi. "VİZE MUAFİYETİ, GERİ KABUL ANLAŞMASI, FASILLARIN AÇILMASI İLİŞKİLERDEKİ CANLANMAYI GÖSTERİYOR" Başbakan Erdoğan, "Ne var ki tüm gayretlerimize, iyi niyetli çabalarımıza rağmen, AB ile müzakere sürecinde 3,5 yıllık bir durgunluk meydana geldi. Bu durgunluğun ardından nihayet geçen kasım ayında yeni bir fasıl müzakereye açıldı. Yine Aralık ayında vatandaşlarımıza vize muafiyeti sağlanmasına yönelik diyalog başlatıldı. Eş zamanlı olarak geri kabul anlaşması imzalandı. Ardı ardına gerçekleşen bu önemli gelişmeler, hiç kuşkusuz AB-Türkiye ilişkilerindeki canlanmaya işaret etmektedir" dedi. Erdoğan, "Brüksel’e uzun bir aradan sonra yaptığım bu ziyaretin Türkiye-AB ilişkilerinde önemli gelişmelerin yaşandığı böyle bir dönemin akabinde gerçeklemesi, hem ilişkilerin seyri bakımından, hem de karşılıklı bekletilerin dile getirilmesi bakımından son derece yararlı olmuştur. Bu çerçevede Sayın Herman ve Sayın Barroso ile az önce gerçekleştirdiğimiz görüşmede, Türkiye-AB ilişkilerinde bu ivmenin daha ileriye taşınması yönündeki ortak isteğimizi teyit ettik. 1963 yılında imzalanan Ankara anlaşmasına dayanan köklü ve boyutlu ilişkilerimizde yeni fasılların açılmasıyla gerçekleşen canlanma, hem Türkiye’nin hem de AB’nin ortak çıkarına hizmet etmektedir. Görüşmelerimizde bu konuda mutabık olduğumuzu görmekten ayrıca memnuniyet duyduk" değerlendirmesinde bulundu. "MÜZAKERELER TAM ÜYELİK HEDEFİNE ODAKLI BİR TAKVİMDE YÜRÜTÜLMELİ" Erdoğan, "Burada tabi altını çizerek ifade etmem gereken bir konu var: Tam 51 yıldır devam eden bu ilişkinin, yani Ankara Anlaşması’nın 28. maddesinde ve müzakere çerçeve belgesinde de belirtildiği gibi tam üyelik nihai hedefine odaklı bir takvim dahilinde süratle ilerlenmesini arzu ediyoruz. Bu ahde vefa ilkesine dayalı halkı beklentimizi, değerli dostlarım ile bir kez daha paylaştım" şeklinde konuştu. "EUROZONE’DA TOPARLANMA SÜRECİ BAŞLADI" AB’nin son birkaç yıldan bu yana yaşanmakta olan küresel krizden ciddi biçimde etkilendiğini hatırlatan Erdoğan, "Ancak son dönemde Eurezone’daki olumlu gelişmelerle bir toparlanma süreci başlamış bulunuyor. Şu anda AB’nin ekonomik ve mali krizin üstesinden gelmekte olduğu yönündeki bu işaretler, hiç şüphesiz ki birlik ülkelerini de olumlu istikamette hareketlendirmektedir. Müzakere süreci devam eden ve AB ile yoğun ekonomik ilişkileri bulunan bir katılımcı ülke olarak olumlu işaretler alınmasından bizler de memnuniyet duyuyoruz. Esasen son birkaç yıldır yaşanmakta olan ekonomik ve mali kriz, Türkiye-AB işbirliğinin ne kadar önemli olduğu gerçeğini de gözler önüne sermektedir" dedi. Suriye konusunda net mesajlar verdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artık insanlığın Suriye için harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Brüksel temasları çerçevesinde AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’la 4’lü zirvede bir araya gelen Erdoğan, ortak basın toplantısında Suriye konusunda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Suriye’de yaşanan şiddetin, "911 kilometre sınırı olan bir ülke olarak Türkiye’yi ciddi manada rahatsız ettiğini" söyleyerek, "Hele hele dün televizyonlara düşen 55 bin fotoğraf karesinin özetlendiği o görüntüler, bir insanlık vahşetinin, bir katilamın, bir soykırımın ne denli ağır olduğunu gerçekten sorumluluk mevkiinde olan bizleri ciddi manada rahatsız etmiştir. Dolayısıyla yarın Cenevre 2 toplantısını bu noktada çok, çok daha önemsediğimi ifade etmek isterim" dedi. Erdoğan, "Artık burada insanlığın harekete geçmesi ve Suriye bu gelişmeler karşısında atılması gereken adımları artık bir an beklemeden atmasının gereğini ben de Brüksel’den bir kez daha hatırlatmak istiyorum" ifadelerini kullandı. "SIĞINMACILAR İÇİN 2 MİLYAR DOLARDAN FAZLA HARCAMA YAPTIK" Türkiye’nin şu an 700 bin sığınmacıyı misafir ettiğini söyleyen Erdoğan, "Ve gelen bu sığınmacı kardeşlerimize her türlü desteği, her türlü yardımı veriyoruz. Bunu insani vecibe olarak yerine getiriyoruz. Şu ana kadar 2 milyar doları aşkın harcamamız olmuştur ve bunu durdurmaya da niyetimiz yok. Ve bu konudaki gayretlerimizle biz bu adımı atarken, şunu da söylemek zorundayım, maalesef bize şu ana kadar uluslararası camiadan gelen destek 130 milyon dolar civarındadır. Bu da duyarlılığın ne durumda olduğunu göstermesi açısından çok önemli" dedi. "BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN TUTARLI HAREKET ETMESİNİ BEKLİYORUZ" Erdoğan ayrıca, "Ve bizler bu süreç içerisinde yarınki Cenevre 2 toplantısının beklentilerin aksine olumlu neticeler vermesi temennisindeyiz. Bu konuda BM camiasının, özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin çok daha tutarlı, çok daha kararlı bir adım atmasını bekliyoruz" dedi. Erdoğan’dan "Kıbrıs" değerlendirmesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Kıbrıs meselesi konusunda "her türlü olumlu adımın atılmasında kararlı olduğunu" belirtti. Brüksel temasları çerçevesinde AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’la 4’lü zirvede bir araya gelen Erdoğan, ortak basın toplantısında Kıbrıs konusunda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Tabii AB ile pek çok alanda örtüşen dış politikamız çerçevesinde işbirliğimiz devam ediyor. Bakınız şu anda bizim Kıbrıs’la ilgili bir sorunumuz var. Kıbrıs konusunda da bizler Türkiye olarak, burada her türlü olumlu adımın atılması konusunda kararlıyız" dedi. Erdoğan, " Tabi burada garantör bir ülke olarak yapmamız gereken neyse, şu ana kadar bunu yaptık ve yapmakta da kararlıyız ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı ile dört gün önce yaptığımız görüşmede, kendilerine yine yapıcı tavır içinde olmaya devamları istikametindeki telkinimizi yaptık" ifadelerini kullandı. Başbakan ayrıca, "Ve şu ana kadar burada Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin takınacağı tavrı, bizler olumlu istikamette olmasını, özellikle de değerli dostlarımıza yine söyledim, eğer bu konuda olumlu adımlar atılacak olarsa, inanıyorum ki, Kıbrıs’ta her iki halkın kendi menfaatleri çıkarına, kazan-kazan esasına dayalı olarak bir neticeyi hep birlikte görebiliriz, bunu hep birlikte kazanabiliriz" dedi. "MB’nin aldığı karar isabetli" Başbakan Erdoğan, Merkez Bankası’nın (MB) faiz oranlarını sabit tutmasını "isabetli bir karar" olarak yorumladı. Brüksel temasları çerçevesinde AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’la 4’lü zirvede bir araya gelen Erdoğan, ortak basın toplantısında bir gazetecinin MB’nin kararıyla ilgili sorusunu cevapladı. Erdoğan, "Merkez Bankası bildiğiniz gibi bağımsız bir kurumdur. Ne bana ne de herhangi bir bakanıma bağlı kurum değildir. Benim alanım ekonomidir. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım. Bugün MB’nin aldığı bu kararı isabetli bir karar olarak görüyorum. O yüzden de kendilerini tebrik ediyorum" dedi. "VİZE MUAFİYETİ SÜRECİ HIZLANDIRILMALI" Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz yıl Aralık ayında imzalanan "vize muafiyeti" anlaşmasının bir an önce hayata geçirilmesini istediklerini belirtti. Erdoğan, "İmzalar atıldı, bunun süratlanderilmesi yönündeki adımları bekliyoruz" dedi. Erdoğan, ortak basın toplantısında, vize muafiyeti anlaşmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Türkiye olarak müstakbel tam üye olarak AB’nin her alandaki rekabet gücüne önemli katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. AB’nin küresel alanda daha güçlü bir aktör haline gelmesini önemsiyoruz. Bu itibarla AB’ye yük olmak için değil, yük almak için girmek istediğimizi değerli Konsey ve Komisyon üyelerine bugüne kadar ifade ettik" dedi. Erdoğan, "Ve görüşmemizde AB ile gündemimizdeki en önemli konulardan olan vatandaşlarımıza en kısa süre içerisinde vize muafiyeti sağlanabilmesi sürecine verdiğimiz önemi değerli dostlarıma bir kez daha vurguladım" şeklinde konuştu. Başbakan ayrıca, "Vize serbestisi diyalogu sürecini adil ve sonuç odaklı bir yaklaşımla ele aldık. Bildiğiniz gibi imzalar atıldı, şimdi bunun süratlendirilmesi yönündeki adımları da bekliyoruz" ifadelerini kullandı. "YARGI TARAFSIZLIĞINDAN SAPARSA, YASAMA BUNU DÜZENLEMEYLE MÜKELLEFTİR" Başbakan Erdoğan, yargının tarafsızlık ilkesinden sapması halinde "ciddi sıkıntılar" doğacağını belirterek, "yasama organının bu sıkıntıları düzenlemekle mükellef" olduğunu söyledi. Erdoğan, ortak basın toplantısında, kuvvetler ayrılığı konusunda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Burada bir konunun üzerinde hassasiyetle durmam lazım. Kuvvetler ayrılığı konusunda demokratik ülkelerin hiçbir tanesinin sorunu yoktur. Demokrasiye inanmış olan ülkelerin hepsi de, özellikle kuvvetler ayrılığı konusunda hassasdırlar, buna inanırlar. Hukukun üstünlüğü noktasında zaten yine demokrasiye inanmış ülkelerin burada bir problemi yoktur" dedi. Erdoğan, "Fakat yargının bağımsızlığı derken, eğer yargı bağımsızlığını, tarafsızlık ilkesinden saparak kullanmaya kalkarsa, orada ciddi manada sıkıntılar doğar. Ve bu sıkıntıları aşabilmek için de yargının hem bağımsızlığını, hem de tarafsızlığı ilkesini ortaya koymak ve bunu da tabi belli esaslara bağlamak, yasamanın görevidir" ifadesini kullandı. Başbakan konuşmasına şöyle devam etti: "Yasamayı yok farz ederek, yürütmeyi yok farz ederek, eğer yargıyı tamamiyle sorumsuz şeklide değerlendirecek olursak, o ülke yargı devleti olur, demokrasi devleti olmaz. Biz tabi demokratik bir hukuk devletinden yanayız ve bunu özellikle savunuyoruz." "Halkın iradesinin üstünde bir güç asla kabul etmiyoruz. Halkın iradesinin tecelli ettiği yer de yasama organıdır. Yasama organı bu tür sıkıntılar, aksaklıklar olduğu zaman da bunu düzenleme göreviyle ayrıca mükelleftir. Ve biz bu konularda da özellikle medya üzerinden iletişimden çok, bunu da medya mensuplarının karşısında özellikle söylüyorum, bunu ikili görüşmelerimizde, ilgili sorumlu bakanlarımız vasıtasıyla yapmamız, çok daha isabetli olacaktır diye düşünüyorum." "BEŞAR GİDERSE YERİNE KİM GELECEK SORUSUNDAN BIKTIK" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye krizi konusunda "Beşar giderse yerine kim gelecek sorusundan bıktık" dedi. Erdoğan, ortak basın toplantısında bir gazetecinin Suriye’deki işkence ve infazları gösteren fotoğraflarla ilgili sorusunu cevapladı. Erdoğan, "Öncelikle tabii ki bu fotoğraflar öyle zannediyorum ki, Cenevre 2 toplantısını beklentilerimiz istikametinde, olumlu istikamette etkilemesi gerekir. Çünkü bu fotoğrafları görüp de hala buna seyirci kalmak, sorumluluk mevkiinde olan siyasiler olarak, görevlerimizi yerine getirmemenin bir ifadesi olur. Artık burada artık bir adım atılmayacaksa ne zaman adım atılacak, nerede adım atılacak insana bunu sorarlar" dedi. Başbakan Erdoğan, "Ben özellikle Cenevre 2’nin de ötesine geçiyorum, BM teşkilatının bu işi çok daha farklı ele almasının gereğine inanıyorum. BM Güvenlik Konseyi’nin bu işi çok daha ileri düzeyde ele almasının gereğine inanıyorum. Artık atılması gereken adımları bize sormamaları gerekir. Özellikle Suriye’de ’Beşar giderse, yerine kim gelecek’ sorusundan biz bıktık. Demokrasiye inanmış hiçbir lider bu soruyu soramaz. Zira Beşar giderse halkın iradesi iktidar olacaktır" diye konuştu. "HERHALDE BUNDAN DAHA KÖTÜ BİR SURİYE DÜŞÜNÜLEMEZ" Erdoğan ayrıca, "Bugüne kadar Suriye’de çok partili dönem yaşanmamıştır. Sadece bir Baas rejimi vardır. Baas’tan başka hiçbir siyasi parti Suriye’de bulunmamıştır. Şimdi çok partili döneme geçmek ve halkın iradesi kimi istiyorsa, onu işbaşına getirmesi gerekir. Herhalde bundan daha kötü bir Suriye asla düşünülemez. Bundan daha büyük bir felaket asla tasavvur edilemez. 150 bin insanın öldürüldüğü Suriye’de hala biz neyi soruyoruz, o giderse yerine kim gelecek, halk kimi istiyorsa o gelmelidir, o gelecek" dedi.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap