CHP Trabzon Milletvekili Aday Adayı Mustafa Aydın, adaylık sürecini Karadeniz Gazetesi’ne değerlendirdi. Trabzon’un ekonomisinden siyasetine kadar birçok konuda fikirlerini paylaşan Aydın, adeta bölgenin Syrıza’sı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Esnaf ve çiftçi çocuğu olmanın gururunu yaşayan Aydın, Mustafa Kemal Atatürk’ün 38 yaşında Samsun’a çıkarak kurtuluş meşalesini yaktığı yaşta olmasının heyecanını yaşıyor. Biz sorduk, Aydın yanıtladı... Kendinizden bahseder misiniz? Benim durum biraz karışık, bir taraftan çiftçi çocuğu, bir taraftan esnaf çocuğu olarak büyüdüm. Bu durum sonraları önemli bir algı genişlemesi ve farkındalık oluşturdu. AB projeleri, hibe fonları ve kalkınmadan biraz bahseder misiniz? Elazığ’da bir üzüm bağında, bazen Hatay’ın sınır köylerinde okul öncesi eğitim alan çocuklarla, Amasya’da mesleki eğitim alan gençlerle ve daha birçok şehirde ve alanda çalışma fırsatı yakalıyorsunuz.

Kısaca lisans ve yüksek lisans programlarında öğretilmeyen hayatın gerçeklerini sahada yaşayarak öğreniyorsunuz. Ben ne öğrendiysem çoğunu sahada öğrendim. Gerçek hayat; ofislerde, komisyonlarda ve kurullarda değil. Gerçek hayat; çay bahçesinde, tarlada, köy kahvesinde, bakkalda, yaylada, çobanlık yapan çocuğun anlattıklarında, emeklilerde, gençlerin işsizliğinde, cebinde para olmadığı için evinden çıkamayan kişilerde, parasızlık yüzünden okuyamayanlarda, çocuğunu büyüten kadının yaşadıklarında, tarım işçilerinde, esnaf sohbetlerinde, sınavlara hazırlanan öğrencilerde, mesleki eğitim alan gençlerde ve iş arayanlardadır. Hibe fonları alanında çalışırken değişik şehirlerde hazırlanan projeleri, bakış açılarını, sonuçlarını, insanların hayatlarını nasıl değiştirdiğini, başarısızlıkları, hayal kırıklıklarını, dürüstlüğü ve samimiyeti görüyorsunuz, bazen kötü niyetlere tanık oluyorsunuz.

Kalkınmada yanlışlık var

Sizce Trabzon bölgesel avantajlarını kendi menfaatleri için kullanabiliyor mu? Trabzon ekonomisini tartışmıyoruz. Düşünün Trabzon’da eskiden ne kadar fazla konsolosluk vardı. Tereyağı buradan dünyanın çeşitli yerlerine gönderiliyordu, zeytinyağı amforaları gibi, tereyağı fıçıları vardı. Şimdi birçok süt fabrikasının başka illerden süt almak zorunda kaldığını herkes biliyor. Süt üretim azalışını iktisaden sadece nüfus göçü ile açıklayamazsınız. Burada bir kalkınma yanlışı vardır. Geçen yıllara rağmen hala bilimi, tarım ve hayvanlıkla buluşturamamışsanız potansiyeli kullanmaktan nasıl söz edeceksiniz? Fındık fiyatını ve geleceği bildiğiniz gibi kakao ve fındık üretemeyen ama çikolata yapan ülkeler ve tüccarlar belirliyor. Üretmek, icat etmek, yerli sermayeyi ve üreticiyi geliştirmek böyle sonuçlar oluşturuyor işte. Hammaddeyi senden başkasından alıp mamul yaparak kalkınıyor.

Zamana karşı hedef çizin

Trabzon ve bölge için hedefleriniz neler? Zamana karşı plan yapmak çok zor, ancak hedef koyabiliyorsunuz. Bir kere aktif vatandaşlıktan vazgeçmek yok. Atatürk, Demirel, Tony Blair, Ecevit, Erdoğan; hiçbiri emekli olduktan sonra siyasete başlamadı. Bence orta yaşlarda mücadelenin tam ortasında veya bir yerinde yer almak lazım. Emeklilerin her şeyi bırakıp oturmalarından söz etmiyorum tabi ki. Yıllarını mücadeleye veren kişilerden öğrenecek çok şey var. Bu kişilerin büyüklüğü, erdemi, tecrübesi ve hafızası ile bir çeşit koçluk yapması lazım. Zamanı gelince de abi veya abla olarak bırakmayı becermek lazım. 1980 ihtilalinden sonra yetişen gençlik politik organlardan uzak durdu, oysa üye olmak ve aktif vatandaş olmak gerekir. Yoksa yeni yüzlerin gelmesi çok zordur.