TUĞRUL TÜRKEŞ NE YAPTI?

Bazı cenah, Tuğrul Türkeş için “Ayıp etti” bazıları ise “İsabetli karar verdi” dediler. Ben deniz bu iki kutup arasında şöyle bir düşünmek istedim. Öncelikle şu an MHP’nin siyasi konjonktür içerisinde özellikle Devlet Bahçeli’nin tutumunu göz önüne alıp, MHP’yi soktuğu çıkmaz sokaklara dikkatimi odaklayarak, “MHP ne yapmak istiyor?” diyerek, Tuğrul Türkeş’in verdiği kararın (Yanlış/Doğru) olduğuna ikna olmak istiyorum. Yıllardır Sayın Türkeş’in, Devlet Bahçeli hegemonyasına sabrettiğini biliyorum. MHP’yi bir yere getiremediğini, yıllarca rahmetli Başbuğ’un mirası ile idare ettiğini de biliyoruz. Bu durumda ,Tuğrul Türkeş’in yaptığı bu çıkış “MHP’ye ihanet” yerine “Devlet Bahçeli’ye isyan” olarak okunamaz mı? Peki, MHP’nin yıllar sonra yakaladığı iktidar olma fırsatını, inadı yüzünden elinin tersi ile iten “Bahçeli mi MHP’ye ihanet etti yoksa Tuğrul Türkeş mi?” Bu soruya cevap olarak şunu da düşünmek istiyorum; malum genel kurulda Koray Aydın’ın adaylık çıkışına dörtyüz küsur oyun Devlet Bahçeli hegemonyasına isyan niteliğinde olduğunu unutmayıp, bugün sayın Türkeş’in hareketi de aynı minvalde okunsa nasıl olur? Devlet Bahçeli taraftarı bazı sesi yüksek milletvekilleri belki Sayın Türkeş’in ardından bağırıp çağırmaları; Bahçeli hegemonyasını aşamamanın korkusu, ikballerinin tehlikeye düşeceği endişesi ile yapılan fevri çıkışlar olamaz mı? Sayın Türkeş’in bu çıkışına bir de devletin, milletin ve Türk demokrasisinin içinde bulunduğu günümüzün kilitli konjonktürüne bir baktığınızda, acaba ‘sorumlu milletvekilliği’ örneği olarak yorumlanamaz mı? Öyle ya; bu Milletin %16’sının MHP’ye oy verdiğini düşünün, bu insanların oylarının “Hiçbir yerde yokum” demek için mi size verildiğini sorguladınız mı? Acaba sayın Türkeş bu çıkışı ile bu tutuma rest çekmiş olamaz mı? Hemen konulara “İhanet, iki yüzlülük, AKP’ye iltihak, koltuk sevdası” gibi deyimlerle bakmak yerine daha da geniş bir perspektifte “Birilerinin MHP’yi mihraktan çıkarmasına isyan” olarak düşünülse nasıl olur? Ben seçim öncesindeki bir yazımda; “Seçimden sonra ‘paralel yapı’ denilen cenahın MHP’yi ele geçirip sayın Bahçeli’yi tasfiye edeceği” şeklinde bir şayiayı yazmıştım. Şimdi şöyle düşünüyorum. Acaba Bahçeli koltuğu gitmesin diye inatçı tutumu ile bu takıma pas vermiş olmaya? Yani düşünüyorum. İlle de Tayyip Erdoğan ve AKP antipatisi ile gözlerimi kör etmek istemiyorum da. MHP gerçek milliyetçi raydan sapıp birilerinin endişelerine alet olup kişisel ikballerin yoluna girmiş olmaya? Zira MHP her zaman Türk demokrasisi ve siyaseti içerisinde devletçi, milletinin yanında olmuş, devletin bekasının tehlikede ve sallantıda olduğu anda mutlaka bir yapı taşı olma özelliğini hiçbir etkiye ve menfaate bakmadan kullanmış, gerektiğinde elini değil, bedenini taşın altına sokmuştur. Oysa ki günümüzde HDP’yi AKP değil, bizzat “Bahçeli inadı” hükümet yapmıştır. Şimdi bunların varlığını atlayıp da Sayın Tuğrul Türkeş’i hain ilan etmenin ne denli doğru olduğunun yorumlanması daha doğru olmaz mı? Acaba sayın Türkeş, partisinin yanlış gidişatına “dur” deyip, bazı fikr-i sabitlere ders vermek için “Hükümet yapısına katılmış olamaz mı?”...