A+ A-
Yorum
10

Ak Parti'de Nasıl Bir Değişim Olacak?

Yayın Tarihi: 08.10.2024 - 09:56 | Güncelleme Tarihi: 08.10.2024 - 11:12

2 Yaşında bebeği cinsel taciz ile öldüren mi bu topluma kazandırılacak!


İDAM YASASI TEKRAR KONUŞULMALI!


Narin’e vahşice nasıl kıydıklarını gördük...
Cinsel istismara uğrayan 2 yaşındaki Sıla Bebek yaşamını kaybetti.
Son olarak...
İstanbul’da satanist ve ruh hastası bir alçağın, iki genç kardeşimizin canına nasıl kıydığını içimize düşen büyük acı ile yaşadık.
Bütün alçaklıklar Türk milletinin vicdanını yaralamış, vatandaşlarımızın büyük tepkisine yol açmıştır.
Son dönemde çocuklarımıza, gençlerimize ve güvenlik güçlerimize yönelik artan bu alçak saldırılar, toplumsal vicdanı sarsmaktadır.
Ne yazık ki vatandaşlarımızın güven duygusunu yaralamaktadır...
Çünkü yargı kararlarının ne yazık ki bugün yaşanan olaylarda etkin olduğunu söylemek gerekmez mi?
Keza hastane raporları...
Güpegündüz sokak ortasında kadınlarımıza, gençlerimize yönelik bu tür saldırıların önüne geçilmesi amacıyla Emniyet güçlerimize “vur emri” verilmesi ve cezaların artırılarak gerekli yasal düzenlemelerin yapılması artık büyük bir zaruret haline gelmiştir.
Hatta idam yeniden gündeme gelmelidir...
Sadece gündeme gelmemeli, TBMM’den yasa olarak çıkarılmalıdır...
Yok efendim ‘İnfazın amacı suç işleyen bir kimseyi topluma yeniden kazandırmaktır.İdam cezasını uyguladığınız kişiyi topluma kazandırma gibi bir imkan kalmıyor.’ deniyor.
Geçiniz beyler!
Kimi topluma kazandıracaksınız?
2 yaşındaki bebeğe evet 2 yaşındaki bebeğe dahi cinsel tacizle ölmesine neden olan alçağı mı?
Bu alçakların bu toplumda yeri var mı ki topluma kazandırılacaklar?

BAŞARIYI BAŞARISIZ OLANLARDA ARAMAYIN


AK Parti’de teşkilat seçimleri süreci başladı...
Bakalım geçmişten ders alınacak mı?
Bedel ödemesi gereken bedel ödeyecek mi?
Yani yeni döneme yeni yüzlerle girilecek mi?
Bütün bunların olması için özellikle son seçimlerde yapılan hatalar ve tercihlerden ders almak gerekir!
Herkes yaşadı ve gördü!
Diyorum ki, Büyükşehir, il ve ilçe kongrelerinin üzerinden bakanı, vekili, genel merkez, bölge koordinatörleri kesinlikle elini çekmeli.
Teşkilatları kendi tercihlerine bırakmalı.
Hiçbir adayın önü kesilmemeli.
O bakanın adamı...
Şu vekilin adamı...
Şu yöneticinin adamı...
Şu koordinatörün adamı...
Hatta şu iş adamının adamı...
diyerek tercihler üzerinde baskı yapılmamalı.
AK Parti işte böyle kaybettiriliyor!
**
AK Parti sokaklarda doğdu, sırça köşklerde değil!
Bugün sokaktan, mahalleden çıkarak rezidanslarda millete tepeden bakıp lüks arabasına binip ofise giderek bu işler olmuyor...
Bırakın teşkilatları bağımsız kendi kararlarını kendi versin.
Artık taban kimin kim olduğunu çok iyi biliyor. Hiçbir inandırıcılıkları kalmayanlar hala teşkilatların gözüne nasıl bakıyor?
Taban kendi içinden “Yine mi siz geldiniz?” diyor.
Tüm adaylara “Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın adayları” gözü ile bakılarak seçimler tabanın sesine kulak verilerek yapılmalı...
İşte o zaman AK Parti fabrika ayarlarına dönmek için güçlü bir adım atacaktır.
Keza Rize hariç bölgemizin bütün illerinin teşkilatları...
Nerede eski Trabzon, Giresun, Samsun, Gümüşhane?
Kimsenin kimseden haberi yok!
Diyalog sıfır...
Bakın, Rize’de il başkanlığı noktasında tabanın sesine kulak verilerek AK Parti’nin fabrika ayarlarını çok iyi bilen sevilen ve sayılan bir isim olarak Yılmaz Katmer atandı.
Rize toparlanmaya başladı.
Yılmaz Başkanı takip ediyorum, her yerde var ve herkesi kucaklıyor, Rize’de AK Parti’nin bütün değerlerini bütünleştirmeye başladı.
İşte AK Parti Rize’de örnek olmalı.
Olmayacak duaya amin denmemeli...
Partinin kurucuları, eski il ve ilçe başkanları ile diyaloğu olmayanlarla bu yollar aşılmaz.
***
AK Parti’de seçim sonuçlarının değerlendirmesini yapanlar, teşkilatları gezenler seçim sonuçlarının SORUMLULARI olursa Türkiye buluşmaları ve teşkilat seçimleri hedefine ulaşmaz!
Seçim sonuçlarında vebali olanların, milletin değil kendi adamlarının aday gösterilmesi için oyun kuranların, Başkan Erdoğan’ı yanlış yönlendirenlerin, tabanda karşılığı ve inandırıcılığı olmayanların milletle buluşması karşılık bulmaz...
Diyeceksiniz kim bunlar?
Herkesin gözü önünde...
Eğer AK Parti gereken değişimi özde değil sözde yapar yine tercihlerde onun adamı bunun adamı hesabı yaparak karar verirse bugünlerini dahi arar...
Sadece teşkilatlara yönelik değişim değil...
Genel merkeze, bürokrasiye yönelik de...
Çünkü AK Parti’nin bugün içine düştüğü çıkmazda bürokrasinin üst kalelerinde oturanlarında üstten aşağıya önemli katkısı olduğu unutulmasın.
Millete rağmen bürokrat olmaz!
Ne yazık ki bugün var...
Özetle...
AK Parti’ye bugüne kadar oy vermiş kitle değişimi takip ediyor.

TAN VE FİDAN!


En son Mavi Vatan için “masal” diyen eski büyükelçi CHP milletvekili Namık Tan, henüz TBMM’de görüşmeler yapılmadan; daha Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları bilgilendirme yapmadan, “Türkiye İsrail’in hedefi değil” açıklaması yapmış.
Namık Bey “Türkiye İsrail’in hedefi değil” diyorsa hedef Türkiye’dir.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Namık Tan’a kapak olacak türden “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla!” içerikli mesaj vermiş...
Ne demiş?"Suriye'de ve Irak'ta terör örgütü PKK'ya ait tüm yerler açık hedefimizdir."


HOLLANDALI DERSİMİZİ VERMİŞ


Şöyle objektif bir şekilde okuyalım...
Galatasaray’ı, Fenerbahçe’si, Beşiktaş’ı, Trabzonspor'u bizim gönül verdiğimiz takımlar...
Hollandalı eski futbolcunun dediklerine katılıp katılmamak sizin elinizde...
Ama manzara bu değil mi?
Yanlış mı söylüyor, acı ama gerçek bu değil mi?
Khalid Boulahrouz [Hollandalı eski futbolcu]: Diyor ki,
"Türk takımlarının pek aşığı değilim! Hollanda kulüplerinin Türkiye'nin en iyi kulüplerinden korkmasına gerek olmadığına inanıyorum! Genelde Avrupa'da başarısız olmuş büyük futbolcuları transfer ederler. Ve bir de büyük bir ismi olan teknik direktör alırlar. Her yıl bir şeyleri değiştirirler. Sürekli farklı oyuncular, farklı teknik direktörler... Kesinlikle bir vizyonları yok. Bu davranışlardan pek hoşlanmıyorum. Bu tür kulüplere karşı kazanabileceğiniz bir şeyler kesinlikle var."


İŞTE ŞEMA BU!

4-40


İşte size Milliyetçi Hareket Partisine ve Ülkü Ocaklarına yönelik okyanus ötesinden ve içerideki mihraklarca yapılan sistematik saldırının organizasyon şeması.
Açık ve net...
Şemaya bakın, hangisi MHP’yi kendine hedef yapmamış...
Aslında bütün mesele Devlet Bahçeli’nin Tayyip Erdoğan’a verdiği destek...
Yani Cumhur İttifakı...
Bugün Bahçeli ittifakı yıksın bu şemadakiler Bahçeli’yi kahraman ilan eder!
Diyeceğim şu ki, Mesele Türkiye’nin bekasıdır.
Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’a desteği de bu şemadaki örgütlerin Türkiye’nin bekasına ilişkin girişimlerine yöneliktir...
O nedenle...
Dava Erdoğan’a destek davası değil Türkiye Cumhuriyeti Devletine sahip çıkma davasıdır.
Ben Ülkücüyüm” diyeceksin ve “Ülkü Ocakları”na yapılan operasyon karşısında sessiz kalacaksın!
Şimdi anladınız mı Başbuğun neden “Ülkücülük sadece MHP’de olur” dediğini?
Öte yandan Devlet Bey’in DEM Partililerin elini sıkma olayı da tartışma konusu olmuş.
Bakın!
Devlet Bahçeli eğer bir hamle yapmışsa bugünü değil yarını düşündüğünü iyi hesap edin!
Hemen atarlanmayın.
Mutlaka kendi adına değil devlet adına bir bildiği ve bir hesabı vardır.
Bugüne kadar yaptığı tüm hamleler karşılık bulmadı mı?