AK Parti’ye değil CHP’ye geçin!
Yayın Tarihi: 13.08.2024 - 09:28
BİR KERE SATAN HER ZAMAN SATAR!
Ahmet Davutoğlu “R” yapmaya başlamış!..
Çünkü siyaseten iflas etmiş olduğunu son bir hamle ile AK Parti’ye geri dönmeye hazırlık yaptığını haftalardır yazdım.
Bazıları ‘Yok bu kadar da değil’ dedi.
Ama istihbaratımız sağlamdı...
Ahmet Hocanın tek çaresi “R”...
Geriye marş marş!
İstikamet AK Parti!
***
Durum öyle vahim ki...
Davutoğlu’nun sözcülerinden
Gelecek Partisi Ankara Milletvekili Nedim Yamalı demiş ki;
“6’lı masada isteklerimizi gerçekleştiremedik. AKP’ye geçeceksek Ahmet Davutoğlu ile hep birlikte geçeriz.”
Bak sen!
Davutoğlu milletvekili değil ya...
Maşallah!
Öyle olunca...
Dönüyorsunuz AK Parti’ye öyle mi?
Bu kadar da açık vermeyin bari!
Bu nasıl anlayış?
Demek ki CHP isteklerinizi gerçekleştirseydi Tayyip Erdoğan düşmanlığı için omuz omuza yola devam edecektiniz!
Pes!
Daha dün...
-Makam alamayınca istifa edip giderken...
-Erdoğan'ı sırtından hançerlerken...
-CHP ile işbirliği yapıp Erdoğan'ı devirmeye çalışırken...
-Altılı masanın müdavimi olurken...
Siz kimlerin taşeronuydunuz?
***
Ahmet Davutoğlu’na bir çift söz söylemek gerekir.
Ahmet Hoca!
Bu ülkede siyaseten hiçbir bedel ödemeden AK Parti’ye katıldın.
Sana hayal bile edemeyeceğin şekilde bakanlık ve başbakanlık yapma onurunu yaşattı Erdoğan...
Sonra onu içeriden satmaya çalışarak film attın!
Yakalandın başbakanlık gitti.
Makam, koltuk gitti diye istifa edip CHP ile aynı masaya oturup Erdoğan’ı devirmek için plan
yaptın!
Her türlü hakareti yaptın!
Sırları paylaştın.
Yalan mı?
Sonra Erdoğan’ı devirmeyi başaramayınca yavaş yavaş AK Parti içindeki dostlarını kullanıp geri vites yapmaya başladın.
Yani AK Parti’deki arkadaşlarını elçi olarak koyarak dönüş yoluna girdin. Ne güzel dünya!
Önce ‘Ben yanlış yaptım’ diye Başkan Tayyip Erdoğan’dan çık bir özür dile.
***
Bakın!
Devlet Bahçeli’nin o muhteşem sözünü hatırlatalım:
“Bir kere satan her zaman satar!..”
Bu sözü hiç unutmamak gerek.
Nankör, vefasız, makam için satıcı insanlardan her zaman korkun...
AK Parti’de makam ve mevkilerden ayrıldıktan sonra bile Erdoğan’a sadakat duygularından bir adım dahi geri atmayanlarla Ahmet
Davutoğlu, Ali Babacan ve vekilleri ve arkadaşları gibi nankörler olur mu?
Diyeceğim şu ki;
Sayın Davutoğlu siz CHP'ye geçin!
Çünkü Allah var...
Gelecek Partisi ve Deva Partisi milletvekilleri makamlarını Kemal Beye borçludur...
Bari CHP’yi satmayın!
Bence...
AK Parti’ye değil...
CHP’ye geçin!
***
Son söz olarak AK Parti’nin kuruluşundan bu yana içerisinde olmuş eski milletvekili Mehmet Metiner’e bırakmak isterim.
Bence meselenin uzantısı bu...
Diyor ki;
‘Şimdiden birileri başladılar siyasi ayak oyunlarına. Bütün hesap, Reis sonrasına yönelik.
Daha açık bir deyimle, Reis sonrası AK Parti dizayn edilmek isteniyor. Taht oyunu bu.
Son zamanlardaki hareketliliğin temelinde bu taht oyunları yatıyor. Şimdilik akledenler için bu kadarı kâfi. Lafın tamamı akıllıya denmez.’
KATMER TAM İSABET
AK Parti Rize İl Başkanlığına Yılmaz Katmer atandı. Gelinen noktada doğru karar olmuş. İyi tanıyorum...
AK Parti’nin kuruluşundan bu yana uzun yıllar il yöneticiliği, il başkan yardımcılığı yapmış,
Cumhurbaşkanı RT Erdogan’a bağlılık noktasında çizgisi hiç değişmemiş bir dava adamı...
Rize halkı onu seviyor...
Son derece düzgün bir adam...
Ardında en küçük leke yok...
Parayla pulla işi yok...
Fitne ve fesatlık bilmez...
Sağlam bir karakter...
Rize’nin her karış toprağının havasını solumuş...
Diyor ki; “Fındıklı’dan İkizdere’ye kadar hiç kimse ben Rize il başkanına ulaşamadım diyemeyecek. Bir WhatsApp hattı oluşturacağız. Bu WhatsApp hattında herkes kendi isteğini, talebini, şikayetini, arzusunu ne istiyorsa yazacak.”
İşte Yılmaz Katmer bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı memleketinde en iyi şekilde temsil ederek teşkilatları yeniden harekete geçirebileceğine yürekten inanıyorum. Çünkü başka şansı yok. Başarılar diliyorum.
TÜRK İSTİHBARATININ ASLANI!..
Yıl: 2016
Yer: Suriye'nin kuzeyi
DAEŞ'in Cerablus’tan sorumlu komutanı Kasım, Amerikalı bir general ile görüşmek için Sarvan'a gidecekti.
Son bir yıldır en yakın adamı olan Server'e talimat verip, hazırlık yapmasını istedi.
Aralarında Amerikalılara çalışan çok militan vardı.
Ne de olsa örgüt bir ABD aparatıydı.
Kasım, bir anlaşmazlık durumunda adamlarının, Amerikalıların talimatıyla kafasına sıkmasından korkuyordu.
Server'den, Amerikalılarla hiç teması olmamış militanlar seçip, mevcut korumaları değiştirmesini istedi.
Geri dönüp odasına girdiğinde, Kasım “Buldun mu istediğim adamları?” diye sordu.
Server bir süre yüzüne baktıktan sonra “Buldum” dedi ve susturuculu silahını Kasım'a doğrulttu.
Kasım'dan toplantının parolasını öğrenip, büyük bir zevkle kafasına sıktı.
Boynundaki, herkesin bildiği, ucunda kılıç motifi olan kolyesini çıkartıp boynuna taktı.
Artık Kasım'ın yerine geçip, Amerikalılarla görüşmeye gidebilirdi.
Birlikte gideceği adamlar, neler olduğunu sorgulayamayacak kadar yeniydi.
Üç araçlık konvoy, buluşma yerinin yakınlarında Amerikalı askerler tarafından durdurulup didik didik arandılar.
Rütbeli bir Amerikalı asker, Kasım sandığı Server’in yanına kadar gelip, boynunda asılı olan kolyeyi süzdükten sonra görüşmenin parolasını sordu.
“Fedakârlık...”
Görüşme başladı, bir süre sonra Amerikalı general sağ elinin işaret parmağını Server’e doğru uzattı ve emri verdi:
“Cerablus’u boşaltacaksınız.”
Amerikalılar, DAEŞ'in boşaltacağı Cerablus'ta oluşacak boşluğu Türklerin ya da Rusların değil, PKK'nın doldurmasını...
Yani DAEŞ sözde savaşacak, onlarla savaşan PKK, bu savaşı kazanıp kurtarıcı olacaktı.
Böylece "DAEŞ'le mücadele eden kahramanlar" olarak sunulan PKK'nın devletleşmesine uluslararası çapta destek sağlanacaktı.
Server, talimatı alıp yola çıktı.
Yolda, beraberinde getirdiği teröristleri öldürüp, bu önemli bilgiyi üstlerine, Türk İstihbaratına ulaştırdı. Bu durum bekleniyordu ama zamanı belli değildi.
Türk Ordusu operasyonu başlattı ve hem DAEŞ'i hem de PKK'yı Cerablus'tan sürüp, Amerikalıların oyununu bozdu.
Server mi?
O, iki yıl önce bu operasyon için DAEŞ'in içine sızan, Türk İstihbaratının aslanı, GÖLGE'ydi.
(Ercan Faraş/ Gölge kitabı)