SON DAKİKA



Haber > Magazin > Sanat ve sanatçı bakımından öksüz kalmış bir şehri

Sanat ve sanatçı bakımından öksüz kalmış bir şehri

03 Aralık 2013 Salı - 09:10




Trabzon Sanatevi Başkanı Adnan Taç; kent kültürü, sanat, politika ve spor üzerine konuştu.





Trabzon Sanatevi Başkanı Adnan Taç; kent kültürü, sanat, politika ve spor üzerine Karadeniz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Gürhan Beşyıldız’a konuştu. Adnan Taç’ın birçok gazete ve dergilerde karikatürleri yayımlandı. Ulusal karikatür yarışmalarında jüri üyeliği, yerel gazetelerde sayfa yönetmenliği, görsel yönetmenlik ve köşe yazarlığı yaptı. Derneği ile birlikte farklı kurum ve kuruluşlarla Trabzon’da organize ettiği ve sayısı 15’i bulan ulusal, çok sayıda yerel karikatür yarışmalarıyla, Mizah Sanatı Derneği’nde ve okullarda yaptığı atölye çalışmalarıyla genç yeteneklere karikatür sanatını sevdirmek gibi has uğraşların içinde yer aldı. Dergilerde söyleşileri yayımlandı, ulusal ve uluslararası yarışmalarda eserleri sergilenip albümlere alındı. Yerel televizyonlarda kültür-sanat programları yapan, yerel gazetelerde 25 yıl süreyle karikatür sayfaları hazırlayan birçok ödülün sahibi, açtığı onlarca karma ve ortak sergilerle 30 yıla yakın bir zamandır karikatür çizen karikatür sanatçısı Adnan Taç ile Trabzon’da sanat üzerine söyleştik. Sözlerinde hüzün vardı, kaygı vardı, sitem vardı… GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE Trabzon Sanatevi’nin kurucu başkanı olan, merkezi İstanbul’da bulunan Karikatürcüler Derneği’nin Trabzon İl Temsilcisi, Trabzon Sanatevi Derneği ve Mizah Sanatı Derneği’nin başkanlığını yapan, Trabzon Belediyesi Kültür Kurulu, Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olan Adnan Taç’ın söylemlerinden anladık ki Trabzon’da, yani o sevgili şehirde, sanatın içinde boy vermeye çalışmak ne zormuş… "Güleriz ağlanacak halimize" diyen-dedirten başarılı karikatürlere, gelecek güzel günlerin özlemiyle, yüreğinin olanca gücüyle imza atan Adnan Taç, "Trabzon, sanatı ve sanatçısı öksüz bırakılmış bir şehir" diyor ve her şeye rağmen "Artık Trabzon’da rağmen sanat yapıyoruz" cümlesini ekliyor. AYDIN TABAKADAN GÖÇ VERİYORUZ Taç, Trabzon’da sanat yapmanın da, sanatçı olmanın da zorluğunu tek kelimeyle cevaplıyor ve "ilgisizlik" diyerek başlıyordu söze. Son yıllarda kendi değerlerine sahip çıkma konusunda Trabzon’un önemli ölçüde kayıplara uğradığının, sanatçıların ve aydınların şehri terk ederek beyin göçünü hızlandırdıklarının altını çizen Taç, şunları söylüyor: "Sanat alanında ülke geneli üzerinde önemli bir ağırlığı bulunan Trabzon’un, bu ağırlığını şehirde tutamamasının yarattığı sancılar, şehir gündemine sosyal hayatı olumsuz etkileyen asayiş olayları olarak düşmektedir. Şehir; aydın tabakadan göç verirken, alt tabakadan göç almaktadır. Her şey bir zincirin halkaları gibidir. Unutmamak gerekiyor ki bir zincir de en zayıf halkası kadar kuvvetlidir. Trabzon’un zayıf halkası da ne yazık ki sanat hayatında yaşanan olumsuz gelişmeler olmaktadır. Artan sanatçı sayısına oranla azalan izleyici sayısı ve ilgisiz kalan yerel yönetimlerin oluşturduğu bu zayıf halka, tarihte ülkeye damgasını vuran bir şehrin geçmişle gelecek arasındaki kültür sanat bağını koparmak üzeredir. Sokak kültürünün her geçen gün kayıplara uğrayarak kalitesizleşmeye yüz tuttuğu Trabzon, fiziki yatırımların yanı sıra insana olan yatırımı da yapmalıdır." ŞEHİR SANATINA DA SANATÇISINA DA SAHİP ÇIKMALI 50 bin nüfuslu üniversitesi olan bir şehir gençliğinin çok azının sanatla ilgileniyor olmasını önce kültürel erozyonun yarattığı eğlence kültürüne kayılmasına, sonra da şehir yönetimlerinin sanatsal yaşam alanlarını daraltmasına ve katılım sağlanabilecek sanatsal etkinliklere fırsat verilmemesine bağlıyor. Bu sorunun, sanatçılar ve sanat derneklerinin bireysel çabaları dışında yerel yönetimlerin katılımcılığı ile aşılabileceğinin altını çizen Taç, şunları söylüyordu: "Sanat ve sanatçı, bir şehrin kalitesi ve medeniyet ölçüsüdür. Bu nedenle şehir, sanatına da sanatçısına da sahip çıkmalı ve şehirde kalması için ihtiyacı olan yaşam alanlarını ve kaynaklarını cimrilik etmeden ve kıskanmadan sunmalıdır. Çünkü sanatçılar olarak bizler, insan beynini doyurmaya çalışanlarız." Küçük bütçelerle bir yıla yayılan sanat sezonu Yaşanan olumsuzluklara rağmen söz geliyor Trabzon’da sanatın nasıl ayakta durduğuna. Öyle ya küçük istisnalar hariç "Sanatçılar kendi başlarına ne yapıyordu" sorusunu sorma ihtiyacı duyduk. Manalı bakışından ve bıyık altı gülüşünden anladık ki, bu an sözün bittiği andı. Sözlerinden anladığımız o ki, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda seçilmişlerden ve yerel yöneticilerden yürekli kişilerin arada bir onları hatırlamalarının dışında verilen bir destek bulunmuyor. Küçük bütçelerle bir yıla yayılan sanat sezonunu rahatlıkla aşabileceklerini anlıyorduk. Oysaki gerek bulundukları kendi dernek mekanlarında gerekse devlet eliyle verilmiş olan mekanlarda fiziki sorunlarıyla baş başa bırakılmış durumdalar. Trabzon çok özel bir şehir Adnan Taç, Trabzon’un, sanatçılarıyla ve sanat dernekleriyle birçok etkinliğin üstesinden gelebilecek kadar özel bir şehir olduğunu söylüyordu. Otuz yılını Trabzon’un sanat hayatına harcayan bir sanat insanının sözlerinden bugün yapılan en büyük yanlışlardan birinin, yerel yöneticilerin başka illerden destek alarak taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışmaları ve Trabzonlu sanatçıları yok saymaları olduğunu anlıyorduk. Sanatçılar, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kendi imkânlarıyla gerek ulusal gerekse uluslararası boyutlarda sayısız başarılar kazanırken, şehrin adını ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe taşırken, yerel yöneticilerin bundan habersiz, bir o kadar da ilgisiz kalmalarına "Adını siz koyun" diyordu. Sanatçılar beklediği ilgiyi bulamıyor "Madalyonun bir diğer yüzü, suya sabuna dokunma ile ilgili. Suya sabuna dokunmazsanız, yanlışa da doğruya da sürekli yıkama yağlama çekerseniz gül gibi geçinir gidersiniz. Yok, doğruları yazmak ve çizmek adına kalem oynattığınızda ilk sansürü gazete sahibinden yersiniz. Bu size sözlü, yazılı ya da gazete sayfaları arasında yediğiniz çelmeler olarak gelmeye başladığında noktayı koyma zamanının geldiğini anlarsınız. Bu da sanatçının kent hayatında kurutulan yaşam alanlarından biri oluyor işte" diyor Taç. Görünen o ki futbolun tavan yaptığı bir şehirde gazete sayfalarının yarısını, televizyon programlarının çoğunu futbolun oluşturduğu Trabzon’da sanatçılar bekledikleri ilgiyi bulamamanın sıkıntılarını yaşıyorlardı. Olayları, karikatür sanatının incelikleriyle sanatseverlere aktaran yılların tecrübesi, "Sanata bakışta Trabzon’da yaşanan düşüş sanatçıları olumsuz yönde etkilemekte, gösterilen tüm çabalar bu anlayışı değiştirmemektedir" görüşünü ifade ediyor. Trabzon’da sanat futboldan daha eski Taç, günümüzde "Gereksiz uğraş" gözüyle bakılan, "Algılanması ve fark edilmesi güç, özel bir sınıfın ilgi alanı" kategorisine sokulmak istenen sanatın bugün futbol kültürüne ezdirildiğinin altını çiziyordu. Futbol ile yatıp kalkan bir şehrin, neredeyse bütün imkânlarını futbol adına seferber etmesini "Orantısız güç kullanımı" olarak nitelendiren Taç, bu yanlışlığın Trabzon’a zarar verdiğini söylüyordu. Taç, yıl içerisinde yapılan birçok başarılı sanatsal etkinliğin, yıllardır başarısızlıklarla dolu futbol haberlerinin onda biri kadar gazete sayfalarında yer bulamamasına isyan ediyordu. Trabzon’da sanatın futboldan daha eski ve baskın olduğunu belirten Taç, sektör haline gelen futbolun sıcak parasının, maddi getirisi çok daha sınırlı olan ve Trabzonspor kadar başarısı ülke sınırlarını aşan sanatı baskılamaması, hatta yan yana durması gerektiğini vurguluyordu. Taç,"Trabzonspor’un kentin sanat hayatına katkı sağlaması gibi önemli bir sorumluluğu var" diyor. Tribün kültürü sanatla desteklenebilir Taç, şunları söylüyor: "Tarihe baksınlar, biraz kitap karıştırsınlar. Bu kentin geçmişte kalan futbol tarihinde, amatör spor kulüplerinin tiyatro ve müzik gruplarının olduğunu öğrenecekler. Gündüz antrenmanını ya da futbolunu oynayanların gece müzik ve tiyatro gibi temsiller için sahne aldıklarını göreceklerdir. Demem şu ki, geçmişte bu kentin futbol izleyeni ile sanat izleyeni birdi ve yan yana durmaktaydı. Bugün futbol izleyeni ile sanat izleyeni çok uç noktalarda durmaktadır. İşin kötüsü ve acı olanı, futboldaki fanatizm ürkütücü boyut kazanarak alanını genişletirken, sanat izleyenini kaybederek alanı daralmaktadır. Trabzon’un spor ve sanat kültüründe bu vardır ve yaşatılmalıdır." Sanat eğitimi yönünde adımlar çoğaltılmalı Sanatçılar, çekim alanlarına alabildikleri gençlere yine kendi özverileriyle katkı sağlamak için kurdukları atölyelerde ya da derneklerde eğitim seminerleri vermek için çaba sarf ettiklerini anlatıyordu. Başta belediyeler ve halk eğitim müdürlükleri olmak üzere sivil inisiyatiflerin sanatçılarla ya da sanat dernekleriyle ilişki kurarak gençlere sanat eğitimi verilmesi yönünde adım atmalarını istiyordu. Trabzon’da karikatür, fotoğraf, resim, müzik, tiyatro, edebiyat ve şiir alanında faaliyet gösteren derneklerin bir program doğrultusunda rahatlıkla bu eğitimleri verebileceklerinin altını çiziyordu. 4 ayda 4 bin seyirciye ulaştık Başkanı olduğu Mizah Sanatı Derneği’nin sahne sanatları, görsel sanatlar ve yazım sanatı alanında faaliyetlerini sürdürdüğünü, dernek bünyesinde sinema, tiyatro, karikatür gruplarının bulunduğunu, derneğin Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilmiş "Sinema eseri yapımcı belgesi" sahibi olduğunu, Kültür ve Turizm Bakanlığından tescil edilmiş kısa metraj filmlerinin bulunduğunu, uzun metraj çalışmalarının maddi destek beklediğini, Türkiye’yi aşarak yurt dışı sergilere çıktıklarını, tiyatro oyunlarının ilk yılında 4 aylık bir sezonda 4 bin seyirciye ulaştığını öğreniyoruz. Maddi hiçbir beklentimiz yok "Sanatçılar olarak bizler kent adına bu mekanda üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Üstelik maddi hiçbir beklenti içerisinde olmadan yapıyoruz. Bu güzel mekanın fiziki ihtiyaçlarını da kent adına yerel yönetimler sahiplenmelidir. Ancak devlet bütçesinden karşılanabilecek bu ihtiyaçlar konusunda da sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunları aşma noktasında sayın valimizin, belediye başkanımızın etkisi olabilecek diğer kurum ve kuruluşlarla ilgisini bekliyoruz." Sanat siyaset ilişkisi sancılı Adnan Taç, Türkiye’de sanat-siyaset ilişkisinin hep sancılı olduğunu söylüyordu. Siyasilerin sanatı baskılama yolunu seçmek yerine, sanatçıların serzenişlerinden ve eleştirilerinden kendilerine pencereler açarak toplumsal fayda yaratma yolunu seçmeleri gerektiğinin altını çiziyordu. Çünkü sanatın çelişkiyi yansıtmak yerine çelişkiden mesaj çıkartarak bir tıkanmışlığı açtığını, karanlık kalan bir bölgeye ışık tuttuğunu söylüyordu. "Seçilmiş siyasilerin ve yöneticilerin hareket etmesini sağlar. Bu da doğru işlerin çıkması demektir" diyen Taç, sanatın siyasetle yaşadığı sıkıntılara açıklık getirmeye çalışıyordu.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap