Merhabalar…  

Akçaabat denilince hiç kuşkusuz aklımıza öncelikle köftesi gelir. Bugün lezzetiyle adını dünyaya ‘coğrafi işaret’ alarak kazdıran Akçaabat köftesi, damakta bıraktığı eşsiz lezzetiyle dünyanın bir numaralı gıdası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Dana eti, iç yağ, sarımsak, bayat ekmek ve tuzun muhteşem birleşimiyle ortaya çıkan Akçaabat köftesini işin ustalarıyla konuştuk. Bu söyleşiye bizleri kırmayıp eşlik eden Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim’e teşekkür ederiz…

İşte o söyleşiden satır başları…

Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim: “Akçaabat köftesi bizim Orta Cadde dediğimiz, İstiklal Caddesi’nin bir yan bağlantısı olan caddede doğuyor. Eşref Usta’nın kasaplığıyla yapılıyor ve insanlara önce ayaküstü sunulmaya başlıyor. Daha sonra bir lokantanın içerisinde birkaç tane masayla beraber devam ediyor ve Akçaabat’ımıza yayılmaya başlıyor. O dönemdeki Ali Çolak, Eşref Usta ve birçok ustamız köftenin doğmasına vesile oluyor.”
“Yakın tarihimize bakacak olursak; Cemil Usta ve Nihat Usta bu işin piri. Şehir dışına uzanmasında da kurdukları entegre tesisler büyük önem taşıyor. Şimdilerde Akçaabat köftesi bütün mutfaklara gidiyor. Akçaabat köftesinin insanlara yayılması ve bu denli sevilmesi bizim için gurur verici bir durumdur.”

“Artık köftemiz coğrafi işareti olan ticaret odamızla beraber benden önceki belediye başkanı zamanında yani Şefik Bey zamanında alınmış ve o dönemdeki coğrafi işaretin şartlarında köftenin üretilmesi, buradaki hayvancılığın gelişmesi önemli bir husustur.  Akçaabat köftesi bugün dünyaya hitap ediyor.”

Cemil Usta: “Akçaabat köftesinin yapımına 1932’lerde başlanıyor. Geçmişten bu güne çok üst düzey bir gelişim oldu köftemiz adına. Bugün Akçaabat turizmine baktığımız zaman birinci önceliği köfte alıyor. Köfte Akçaabat’ta hem bacalı hem de bacasız fabrika gibi… Birçok yere köfte dağıtıyoruz.”

“Akçaabat köftesinin özelliklerinden biri etin kaliteli olması. Butun haricindeki bütün kaburgası, kolu ve gerdanı harmanlayarak etin durumuna göre biraz iç yağ katarız. Altı kilo kıymaya bir kilo ekmek koyarız, daha sonra bir kiloya bir gram tuz olacak şekilde kilosuna göre ayarlarız. Etin bir-iki gün dinlenmesi gerekir. Daha sonra et harmanlanarak ekmek ve sarımsakla beraber makinede kıyılır. Yoğurma işleminden sonra dinlenmeye bırakılır. Dinlendikten sonra tekrar yoğurulur.”

“2-3 dakika daha böyle yoğurduktan sonra kıvama geldiğini anlamak için yoğurulan malzemeden bir topak koparılır. Koparttığınız topak tel tel olmuş ise harcınız kıvama gelmiş demektir. Bir kasenin içine bir miktar su alarak elimizi hafif ıslatıp harcınızdan avuç içini dolduracak büyüklükte parçalar alırız. Elimizle hafif yuvarlayıp yassı bir şekil verilir.”

 “Akçaabat köftesinde hile olmaz. Kalitesiz bir şey olduğunda sırıtır.”

“Köftenin piştiği ızgara yüksekliği 22 ile 25 cm arasındadır. Köfteleri sık sık çevirerek pişirilmesi gerek. Kömür olarak genellikle meşe kömürü kullanılır. Meşe kömürü olmadığı zaman köftede koku olur.”
“Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim Akçaabat için bir şanstır.  Hem bize hem restoranlara destek konusunda hem de turizme destek konusunda çok büyük hizmetler ediyor. Ben Sayın Başkanımıza tekrar teşekkür ediyorum.”

BU GURUR AKÇAABAT'IN

Akçaabat, tarihi evleri, yapıları, büyüleyen yaylalarıyla Trabzon’un en güzel ilçelerinden biri...

Fakat ilçenin özellikleri sadece bunlardan ibaret değil elbet...

Trabzonlu olup da Akçaabat’ın köftesini sevmeyen yoktur. Öyle ekmek arası olmayacak, tabakta porsiyon olacak, yanına da piyazı, kızarmış biberi, kızarmış domatesi olacak ki lezzeti tam manasıyla alabilelim. Ha bir de sahilde denize nazır bir mekanda oturacaksın. Karadeniz’in hırçın dalgaları da muhabbetine eşlik edecek...

O zaman değmeyin keyfe...

1930’larda hayatımıza giren Akçaabat köftesi şimdilerde, Trabzon’un damak tadını ülke çapına, hatta dünyaya duyuran lezzetlerimizden...

Türkiye çapında üne sahip olan Akçaabat köftesinin kalitesi bozulmaması için, bu işin ehli ustalar tarafından doğal şartlarda beslenmiş ineklerin döş, kol ve gerdanıyla bunların karışımın- dan elde edilen sinir ve ekstra yağ bulunmayan etlerinden köfte yapılmaktadır.

Bu eşsiz lezzet, 2009 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Akçaabat yöresine ait olduğu tespit edilerek, coğrafi işaret tescili verilmiştir.

Bu gurur Akçaabat’ın...

ÖZEL RÖPORTAJ: EMİN SARAÇ